Mendub

Tam Versiyon: Zekât
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Zekât, lügette bereket, nema, temizlik ve saf olmak manalarına gelir. Istılahta ise senelik mali bir ibadettir ki Cenab-ı Hakk'ın emrine itaat için, müslümanların zenginlerinin seneden seneye mallarından kırkta birini; bizzat Allâhü Teâlâ'nın tayin ettiği sekiz sınıftan birine vermelerinden ibarettir. Bu sınıfları bildiren ayet-i kerimenin meali şudur: mendub.com "Sadaka(zekat)lar ancak şunlar içindir; fakirler, miskinler, onun üzerine me'mur olanlar, müellefetülkulub, rekabe (azad edilecek köle)ler, borçlular, Allâh yolundakiler, yolda kalmışlar. Allâh tarafından kat'i olarak böyle farz buyuruldu. Ve Allâh alimdir, hakimdir." (Tevbe Suresi, ayet 60)

mendub.com Zekât, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hicretinin ikinci senesinde oruçtan evvel farz kılınmıştır. İslam'ın beş şartından birisidir. hür, akıllı ve baliğ (ergin) ve nisab miktarı mala malik olan müslümanın zekat vermesi farzdır.

Zekât verirken veya vermek üzere ayırırken kalben zekâta niyet edilmesi lazımdır. Dil ile söylemek lazım gelmez. Zekât niyeti ile verirken hediye veya borç olarak verdiğini söylemekte bir mahzur yoktur.

Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir.

Allâh'ın emri olan zekat, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: mendub.com "Mallarınızı zekat ile koruyunuz."

Zekât; Müslüman, ergenlik çağına gelmiş, akıllı, hür ve dinen zengin sayılan kimselere farzdır. Dinen zengin sayılanlar, borcundan ve asli ihtiyaçlarından başka "NİSAP MİKTARI" malı olan kimselerdir.

Asli ihtiyaçlar : Ev ve ev için lüzumlu eşya, elbiseler, aletler, kitaplar, binek (at veya araba), hizmetçi ve bir aylık -sahih görülen diğer bir kavle göre bir senelik- erzaktır. Borç karşılığı para da asli ihtiyaçlardandır. Nisab miktarının sene içinde eksilmesi, zekat vermeye mani değildir. Nisab miktarının senenin başında ve sonunda mevcut olması yeterlidir.

Asli ihtiyaçlarından ve borçlarından başka 81 gram altını, 561 gram gümüş veya bu miktarlar karşılığı parası veya ticaret malı bulunan, kırk koyun veya keçiye, otuz sığıra veya beş deveye sahip olan müslümanlar "NİSAP MİKTARI" mala sahip olmuş sayılırlar. Zekâtın edasının farz olması için asli ihtiyaçtan başka bu miktarlarda mala sahip olduktan sonra tam bir yıl geçince zekat farz olur.


Zekât vermek, Kur'ân-ı Kerim'in 32 yerinde, namazla birlikte emredilmektedir. Bu kadar çok emredilmesi, ona atfedilen ehemmiyeti göstermeye kafidir. Yalnız Mü'minun suresi'nin 2. ve 4. ayetlerinde namaz ayrı olarak geçer ki, orada da namaz kılanların zekâtlarını verdikleri hususu ifade buyurulmuştur. Bunun sebebi, "bedeni" ve "mali" olmak üzere iki gruba ayrlan ibadetlerde; namazın "bedeni ibadetlerin" başında gelmesidir. Nitekim ameller birbirinden müstakil olduğu halde, zekâta dinimizde verilen değerin ehemmiyetine binaen, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): "Namaz kıldığı halde zekat vermeyen kimsenin namazının hayrı yoktur!" buyurmuştur.

mendub.com "Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip salihlrden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın." (Münafikun, 10)

Hırslı ve gözü doymayan bir insanın, malı-mülkü ne kadar çok olsa da, gözüne daima az görünür. Fakat sadaka ve zekat vermeye alışkın insanlar gani gönüllü olurlar. Az bir dünyalıkla yetinirler. Faizciyi ise, başkalarını mahvetmek pahasına kadi malını artırmak ister. Ayeti kerimede buyulur: "Allâh faizin bereketine tamamen giderir, sadakası verilen malları ise artırır..." (Bakara s, 276)

Yani faizle iştigal edenlerin mallarından bereketi kaldırır. Bu bereketsizlik de, kulun ahiret müflibi olması demektir. Bu iflas, bazen dünyada da yaşanır ve haksız kazanılan dağ gibi servetler, ya bir felaket veya bir hastalık sebebiyle yahut da müsrif bir mirazyedi elinde heba olup gider.

Mükellef olan, yani akıl baliğ olan, hür olan Müslüman erkek ve kadının şartları bulunuca, zekât vermeleri lazımdır. Zekât, fakirlerin zenginlerde olan hakkıdır. Zekât vermeyenler, bu hakkı ödemedikleri için, yani ibadet yapmadıkları için günahkar olurlar.

Zekâtle İlgili Özet Bilgiler
1. mendub.com Zekât nisabı, 20 miskal, yani 96 gr altın veya bu değerde para veya ticaret eşyasıdır.
2. mendub.com Zekât nisabına malik olan kimseye zengin denir.
3. mendub.com Zekâta tabi malların veya paranın, sene içindeki azalıp çoğalmasına itibar edilmez. Nisaba malik olduktan bir hicri sene sonra elde kalan mala, nisabı buluyorsa, kırkta biri zekat olarak fakirlere verilir. Nisaptan aşağı ise verilmez.
4. mendub.com Zekât, kardan değil, ticari malın veya paranın tamamından verilir.
5. mendub.com Senetli ve senetsiz alacaklar nisap hesabına dahil edilir. Alacaklar tahsil edildikten sonra zekâtları verilir; almadan da verilebilir.
6. mendub.com Borçlar, mevcut paradan veya maldan çıkarılır. Geri kalanın zekâtı verilir.
7. mendub.com Zekât; cami, hayır kurumları, dernek... gibi yerlere verilmez. Zekât, fakur Müslümana veya vekiline verilir.
8. mendub.com Zekât, ticareti yapılan maldan verilir. Onun yerine başka maldan verilmez. Mesela halıcı, gıda maddesi veremez. Bakkal da halı veremez.
9. mendub.com Zekâtı, ticareti yapılan maldan vermek caiz olduğu gibi, değerini altın olarak da vermek caizdir.
10. mendub.com Ticaret için olmayan evler, arsalar, vasıtalar, demirbaş eşyalar zekat nisabına dahil edilmez.

Zekât Kimlere Verilir
Fakirler,
Yoksullar,
Borçlular,
Yolucular: Memleketinde malı olduğu halde yolra parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekat verilebilir.(
Allâh Yolundakiler: Cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar, Zekatın öncelikle fakur olan yakın akrabaya, komşulara, hemşehrilere verilmesi daha sevaplıdır.
Fakir olmak şartı ile bir kimse; gelinine, damadına, kayınvalidesine, kayınpederine, kayınbiraderine, üvey çocuğuna zekat verebilir. Fakir olan kardeşe ve hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya zekat vermek daha çok sevap olur.

Zekat Kimlere Verilmez
Bir kimse; anasına, babasına, dedelerine, büyük annelerine, evlatlarına, torunlarına, hanımına, zenginlere ve kafire zekât veremez.

Zekatın Ödenmesi
Paranın her 40 liradan bir lirası zekat olarak fakure verilecektir. Canlı hayvanların zekatı nev'ine göre değişir. Koyunda; kırkta bir; devede: beş devede bir koyun, sığırda: otuzda bir danadır.

Zekât kimlere farzdır?
Bir kimsenin zekât vermekle mükellef olması için Müslüman, hür, akıllı, büluğ çağına erişmiş olması; borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı mahiyette yani kazanç sağlayıcı nitelikte ve üzerinden bir yıl
geçmiş nisap miktarı mala sahip olması gerekir.

(Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zenginlik ölçüsüdür.)


Zekat vermeye, mendub.com "Tezkiye", zekat verene de "Müzekki" denilir. Şahidler hakkında yapılan övgüye de "Tezkiye" dendiği bilinmektedir.

Zekat vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. İslamın şartalınadn birini teşil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakid paraların ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl gezince, zekatlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. çünkü bu zekat mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz.

Diğer bir görüşe göre, zekatın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekat borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkar olur. Fakat doğru olan birinci görüştür.

mendub.com Sözlükte "artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü" anlamlarina gelen zekat, dini bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının Allâh (c.c.) rizıası için muayyen kişilere verilmesi demektir.

Zekat, İslam'ın beş temel esasından biri olup, hicretin ikinci yılnda Medine'de farz kılınmıştır.

Dinimiz, toplumun huzur ve mutluluğuna büyük önem vermiş, bu huzuru gerçekleştirmek maksadıyla zekatı farz kılmış, zenginlerin malları ve paralarının bir kısmını her yıl muntazam bir şekilde fakirlere vermeyi emretmiştir. Hakiki mümin, çevresindekilerin dertleri ile dertlenip sorunlarına çareler bulmaya çalışan insandır. Bu aynı zaman da onların hem görevi, hem de olgun Müslüman olmalarının ölçüsüdür.

mendub.com Bu olgunluğa erişen bir Müslüman İslam'ın beş şartından biri olan zekatını vererek Allâh (c.c.)'ın sevgisini kazanmış olur.

Zekat; kalbi cimrilik hastalığından, malı da fakirin hakkından temizleyen, zenginlerden şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir.

Bir ayette: mendub.com "Namazı dosdoğru kılın, zekatı, verin..."; "Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır." (Bakara, 43-277)



Kur'ân-ı Kerim'de zekat, namazla beraber emredilmiş, "Ve namazı dosdoğru kılın, zekatı da verin..." (Bakara suresi, ayet 43) buyurulmuştur.

mendub.com Zekat, malın kalesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Mallarınızı zekatla kale içine alınız. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belaları da dua ve tazarru ile yalvararak karşılayınız." buyurmuştur.

Zekat, sahibini günahlardan ve cimrilikten temizlediği gibi malı da (kirden) temizler, pak eder.

Allâhü Teâlâ verilen zekatın yerine başkasını ihsan eder: "... Siz bir şey infak ederseniz Allâh onun yerine başkasını verir..." (Sebe' suresi, ayet 39) ve "Sadakaları ise nemalandırır (sevabını kat kat verir)..." (Bakara suresi. ayet 276) buyurmaktadır. Zekatla bereket hasıl olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Sadaka maldan bir şey eksiltmez." buyurmaktadır.

Allâhü Teâlâ, -mealen- "Onlar ki zekat vemek için çalışırlar." (Mü'minun suresi, ayet 4) ve "Doğrusu felah buldu tezekki eden. (Zekatını veren muhakkak kurtulmuştur.)" (A'la suresi, ayet 14) buyurarak sadaka verenleri medih ve sena etmektedir.

Kendini ilim öğrenmeye ve öğretmemeye vermek şartı ile, zengin de olsa zaruri ihtiyaçları için talebenin zekat alması caizdir. Çünkü kazanmaktan acizdir.

Nisaba malik olan kimseye zekat vermek caiz değildir. Ancak ilim öğrenene, gaziye ve hac kafilesinden ayrı kalmış olan kimseye verilebilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); mendub.com "İlim öğrenene zekat vermek caizdir. Velev ki kırk yıllık nafakası olsun!" buyurmuştur. ilim, din ilmi, öğrenilmesi farz-ı ayn veya farz-ı kifaye olan ilimdir.

İnsan öyle şeylere muhtaç olur ki, onlarsız yapamaz. Bu taktirde, kendisi kazanmadığı halde, zekat alması da caiz olmazsa, elindekini harcar; muhtaç kalır. Ve okumaktan, okutmaktan kesilir. Böylece, dini üzerine alan kalmayınca, din zayıflar.