Mendub

Tam Versiyon: Selamlaşma
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Selam, barış esenlik, her türlü bela ve kötülüklerden uzak olmak anlamındadır. Bu anlayışla belam veren kimse, selam verdiği kişinin bela ve kötülüklerden uzak lmasını istemiş ve onun iyiliği için dua etmiş, selamı alan da aynı duygu ve dilekleri selam veren kişi hakkında temenni etmiş demektir.

Dinimizin önemle üzerined durduğu, müslümanlığın güzel nişanelerinden biridir selam. Aynı zamanda Allâh'ın isimlerinden olan selam her türlü bela, afet ve kötü şeylerden uzak bulunma demektir. Kur'ân-ı Kerim'de "Bir selam ile selamladığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selam verin; yahut aynı ile karşılık verin" (Nisa suresi, 86) buyrulur.

mendub.com Selam insanları birbirleri ile diyaloğunun ilk adımı ve dostlukların başlangıcını sağlayan güzel bir kelimedir. Selam vermek, verilen selama aynen veya daha güzeliyle karşılık vermek dinimizin emridir. Kur'an-ı Kerim'de; "Size bir selam verdildiği zaman, ondan daha güzeli ile veya aynı selamla karşılık verin" (Nisa suresi 86) buyurulmaktadır.

İnsanlar birbirleriyle selamlaşınca aralarında anlaşma ve kanaşma meydana gelir, kırgınlık, dargınlık ve düşmanlıklar yerini dostluklara bırakır. nitekim Hz. Peygamberimiz; "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğinizi bir şey böyleyim mi? Aranızda selamlaşmayı yayınız" (Müslim) tavsiyesinde bulunmuş ve "İnsanların Allâh katında en makbul olanı, önce selam verendir." (Ebu Davud) müjdesini vermiştir.

Dinimiz aynı zamanda usulüne uygun bir şekilde selamlaşmayı isterken, verilen selamın alınması üzerinde de önemle durmuş ve selamlaşma sırasında ilk önce selam vermemizin daha sevaplı bir iş olacağına dikkatimizi çekmiştir.

Birisi Peygamberinimz (s.a.s.)'e:
-Ya Resûlullâh İslam'ın hangi ibadeti hayırlıdır? diye sordu. Peygamberimiz:
-Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın insana selam vermendir.buyurdu. (Buhari, İman, 20)

Selam insanlar arasında sevgi, saygı, samimiyet ve kardeşlik duygularının yerleşip kuvvetlenmesine vesile olur. Nitekim Peygamber: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Size yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız." (Müslem, İman, 22) buyurmuştur.

mendub.com Selam; "esselamü aleyküm" yahut "selamün aleyküm" denilerek verilir. Selamı alan kimse de "ve aleyküm selam" ya da " aleyküm selam" diyerek karşılık verir. Verilen selama "ve aleyküm selam ve rahmetüllahi ve berakatühü" diye karşılık verilmesi daha faziletlidir.
Eğer selamı veren "essalamü aleyküm ve rahmetullahi veberakatü" şeklinde selam vermişse, bu durumda selamı alanın da "ve aleykümmüs - selam ve rahmetullahi ve berekatühü" demesi uygun olur.

Selam verilen kişi rahatsız edilmeden selam verilmelidir. böylece hel selamı veren hem de alan için karşılıklı güven duygusu tesis edilmiş olur.

Selamı; genç olan yaşlıya binitli olan yayaya, arkadan gelen önden gidene, az olan da çok olana vermelidir.

mendub.com Peygamber Efendimiz (s.a.v.), otururken, bir zat gelip (Esselamü aleyküm) diyerek selam verdi.
Peygamberimiz, selamını alınca oturdu.
Peygamberimiz, onun hakkında "On hasane ve sevap yazıldı" dedi.

Başka bir zat geldi, (Esselamü aleyküm ve rahmetüllah) diyerek selam verdi.
Peygamberimiz, selamını alınca, o da, oturdu.
Peygamberimiz, onun hakkında "Yirmi hasane (hayırlı amel) ve sevap yazıldı" dedi.

Daha sonra, başka bir zat geldi, (Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berekatüh) diyerek selam verdi.
Peygamberimiz, onun selamını da aldı.
Adam oturunca, Peygamberimiz, onun hakkında "Otuz hasane ve sevap kazandı" dedi.
Adamcağız, selam vermeden kalkıp gidince, Peygamberimiz "Arkadaşınız ne çabuk unuttu?"
Herhangi biriniz, bir meclise girince, selam versin.
Eğer oturmak gerekirse, otursun.
kalkıp gideceği zaman da, yine selam versin, buyurdular.

İslam dininde selam, kuru bir iletişimin ötesinde, insanlar arasında yaygın çeşitli selamlama sözlerinde ifade edilen bütün iyi dilekleri içine alan, oldukça kapsamlı bir kavramdır. Bu nedenle Allâh Resûlü, kimi zaman, kızı Hz. Fâtıma'ya ve amcasının kızı Ümmü Hâni'ye, "Merhaba" (Buhârî, Edeb, 98) diyerek selam vermişse de "es-Selamü aleyküm" (İbn Hişâm, Sîret, II, 214) sözünü söylemenin daha hayırlı olduğunu ifade etmiştir. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de Allâh'ın peygamberlere (Sâffât, 37/39) ve mü'min kullarına (Yâsîn, 36/58) meleklerin de peygamberlere (Hicr, 15/52) ve cenneteki mü'minlere (Ra'd, 13/24) "selam" lafzıyla selam verdiği ve bunun vennet ehlinin selamlaşması olduğu bildirilmiştir (İbrahim, 14/23). Ayrıca Allâh ve meleklerinin Resûlullâh'a selam ettikleri ifade edilerek mü'minlerin de bu sevgili elçiye selam etmeleri, en güzem makamlarda olması için ona hayır duâda bulunmaları istenmiştir (Ahzâb, 33/56).