06-05-2019, Saat: 05:10
mendub.com Yolculuk veya hastalık özrü ile Ramazan-ı Şerif orucunu tutmamış olan kimse, daha bunları kazaya müsait bir vakit bulamadan vefat etse üzerine kaza etmesi ve fidye vermesi lazım gelmez. Şu kadar var ki fidye verilmesini vasiyet etse malının üçte birinden verilmesi icab eder.
Yolculuk veya hastalık sebebiyle Ramazan-ı Şerif orucunu tutmamış olan kimse, bunu tamamen veya kısmen kaza edebilecek bir müddet bulmuş olduğu halde kaza etmeden vefat edecek olsa -eğer malı var ise- kazası icap eden gün için bir fidye verilmesini vasiyet etmesi lazım gelir. Bu fidye, malının üçte birinden fatirlere verilir.
Fidye, fakir bir kimsenin sabahlı ve akşamlı bir günlük yiyeceğidir ki, bir sadaka-i fıtra (fitreye) denktir.
mendub.com Ramazan-ı Şerif orucunu makbul bir özrü olmadığı halde tutmayan kimse üzerine de -malı var ise- ölünce fidye verilmesini vasiyet etmek icab eder. Velev ki kaza edecek vakit bulamamış olsun. Çünkü mümkün olan edayı terk etmiştir. Vasiyet bulunmadığı taktirde fidyeyi varislerin vermeleri lazım gelmez. İsterlerse kendi mallarından bir teberru olarak verebilirler. Varisler veya başkaları ölü namına orucu kaza edemezler. Bu gibi bedeni ibadetlerde vekalet yoktur. Şu kadar var ki, kendileri için tuttukları oruçların sevabını ölüye bağışlayabilirler.
İmam Şafii'ye göre böyle bir kimsenin terekesi (öldükten sonra bıraktığı şeyleri)nin tamamından -vasiyet etmiş olsun olmasın- kazaya kalmış oruçlularının fidyesi verilir. Böyle bir kimse namına velisi oruç tutabilir.
Tutulmayan oruçlardan dolayı fidye verilmesi, Ramazan-ı Şerif orucuyla bunun kazasına ve nezir oruçlarına mahsustur. Yemin ve katil keffaretleri için lazım gelen oruçları tutmaktan aciz kalan kimsenin daha hayatta iken fidye vermesi caiz değildir. Fakat bunun için vasiyet etmesi caizdir.
Çocuklara nazaran oruç, namaz gibidir. Binaenaleyh on yaşında bulunan bir çocuğa oruç tutması emrolunur. Maamafih tutmazsa kazası lazim gelmez. Çocuğun oruca gücü yetmelidir. Oruçtan zarar görecek bir çocuğa "Oruç tut" diye emredilmez.
Yolculuk veya hastalık sebebiyle Ramazan-ı Şerif orucunu tutmamış olan kimse, bunu tamamen veya kısmen kaza edebilecek bir müddet bulmuş olduğu halde kaza etmeden vefat edecek olsa -eğer malı var ise- kazası icap eden gün için bir fidye verilmesini vasiyet etmesi lazım gelir. Bu fidye, malının üçte birinden fatirlere verilir.
Fidye, fakir bir kimsenin sabahlı ve akşamlı bir günlük yiyeceğidir ki, bir sadaka-i fıtra (fitreye) denktir.
mendub.com Ramazan-ı Şerif orucunu makbul bir özrü olmadığı halde tutmayan kimse üzerine de -malı var ise- ölünce fidye verilmesini vasiyet etmek icab eder. Velev ki kaza edecek vakit bulamamış olsun. Çünkü mümkün olan edayı terk etmiştir. Vasiyet bulunmadığı taktirde fidyeyi varislerin vermeleri lazım gelmez. İsterlerse kendi mallarından bir teberru olarak verebilirler. Varisler veya başkaları ölü namına orucu kaza edemezler. Bu gibi bedeni ibadetlerde vekalet yoktur. Şu kadar var ki, kendileri için tuttukları oruçların sevabını ölüye bağışlayabilirler.
İmam Şafii'ye göre böyle bir kimsenin terekesi (öldükten sonra bıraktığı şeyleri)nin tamamından -vasiyet etmiş olsun olmasın- kazaya kalmış oruçlularının fidyesi verilir. Böyle bir kimse namına velisi oruç tutabilir.
Tutulmayan oruçlardan dolayı fidye verilmesi, Ramazan-ı Şerif orucuyla bunun kazasına ve nezir oruçlarına mahsustur. Yemin ve katil keffaretleri için lazım gelen oruçları tutmaktan aciz kalan kimsenin daha hayatta iken fidye vermesi caiz değildir. Fakat bunun için vasiyet etmesi caizdir.
Çocuklara nazaran oruç, namaz gibidir. Binaenaleyh on yaşında bulunan bir çocuğa oruç tutması emrolunur. Maamafih tutmazsa kazası lazim gelmez. Çocuğun oruca gücü yetmelidir. Oruçtan zarar görecek bir çocuğa "Oruç tut" diye emredilmez.