Farsça'dan Türkçe'ye geçmiş bir kelimedir. Kelimenin aslı "Roze"dir. Bu kelime Türkçe'ye önceleri "Oruze" (Günlük) olarak geçmiş, daha sonra "Oruç" halinde kullanılmaya başlanılmıştır. Arapça karşılığı savm veya siyam'dır. "Savm" kelimesinin lugat manası: Yeyip-içmekten kendini tutmak, imsak, hareketsiz kalmak ve herşeyden el-etek çekmektir. İslami ıstılahta "ikinci fecirden (fecr-i sadıktan) itibaren günaşin gurubuna kadar; yemekten, içmekten, cinsi münasebetten ve orucu bozan diğer şeylerden, Allâhü Teâlâ (c.c)'ya kulluk niyyetli ile nefsi men etmeye" verilen isimdir. Oruçta; sürekli olarak kötülüğü emreden "Nefs-i Emmare'yi" kahretme söz konusudur. Kur'ân-ı Kerim'de: mendub.com "Ey iman edenler!... Sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı). Ta ki, korunasınız" (Bakara Suresi, 183) buyurulmuştur.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in: mendub.com "Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi" buyurduğu bilinmektedir. Mükellefi her türlü şehveten alıkoyan ve ihlası artıran bir ibadettir. açlığa, susuzluğa ve nefsin diğer arzularına boyun eğmemek ve diremek açısından da oldukça önemlidir. Allâhü Teâlâ (c.c)'ya iman eden ve O'nun uğrunda cihad'a karar veren mü'min oruç ibadeti ile kuvvetli bir iradeye sahip olur.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in: mendub.com "Oruç bir kalkandır. Oruçlu kem (kötü) söz söylemesin. oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum" desin. Ruhum yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Hakk'ka (c.c) yemin ederim ki; oruçlu ağzın (açlık) kokusu, Allâh indinde misk kokusundan daha temizdir.
Cenâb-ı Hakk (c.c) buyurmuştur ki; mendub.com "Oruçlu kimse benim (rızam) için yemesini, içmesini, cinsi arzusunu bırakmıştır. Oruç doğrudan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadettir. Onun (sayısız) ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir.
Ramazan ayında oruç tutmak İslam'ın beş temel esaslarından biridir.
mendub.com Oruç ibadeti ile kişi nefsini terbiye eder, iradesini güçlendirir ve kötü alışkanlıklara karşı direnme gücü kazanır. Kur'ân-ı Kerim'de "Ey iman edenler! Allâh'a karşı gelmemten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara suresi. 183)
Oruç, dünyada kötülüklerden sakınmayı, ahirette cehennem azabından korunmayı sağlayan önemli bir ibadettir. Ayrıca oruç, günahların affedilmesine de vesiledir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Kim inanarak ve mükafatını Allâh'tan bekleyerek orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, Savm, 6)
Akıllı, ergenlik çağına erişmiş müslümanın ramazan orucunu tutması farzdır. Ancak oruç tutamayacak derecede hasta olanlar ve yolcular, oruç tutamayabilirler. Hastalar iyileşince, yolcular memleketlerine dönünce tutmadıkları orucu kaza ederler. Hasta olan kişinin iyileşme ihtimali yoksa, tutmadığı her bir gün için fidye vermesi gerekir. Yani bir gün için bir gün bir fakiri doyurur.
mendub.com Bozulan nafile oruçların kaza edilmesi ve adak oruçların tutulması vaciptir. Bunlara ilave olarak tutulan oruçların ise nafile (sünnet/müstehap) oruçlardır.
Ebu Said radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir kul Allâh yolunda bir gün oruç tutarsa, bu oruç sebebiyle Cenab-ı Hak onun yüzünü yetmiş senelik mesafeden cehennem ateşinden uzaklaştırır." (Buhari, Cihad 36)
Ebu Ümame radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse Allâh yolunda bir gün oruç tutarsa, Cinab-ı Hak onunla cehennem arasında yerle gök genişliğinde bir hendek açar." (Tırmizi, Fezailü'l-cihad 3)
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
mendub.com "Hadis-i Kudsi'de Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: Ademoğlunun işlediği her hayır ve ibadet kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, sırf benim içindir ve onun mükafatını da ben veririm."
mendub.com Oruç bir kalkandır. Sizden biri oruçlu olduğu günde fena söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Şayed kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyen olursa iki defa "Ben oruçluyum' desin. Allâh'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allâh katında misk kokusundan daha hoştur.
mendub.com "Oruçlu için ferahlanacağı iki vakit vardır: biri iftar ettiği vakit, diğeri de Rabbine kavuştuğu vakittir ki orucunun sevabıyla sevinir."
Oruç sadece yemek, içmek ve orucu bozan şeyleri terk etmekten ibaret değildir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) mendub.com "Nice oruçlular vardır ki ona orucundan kalan sadece açlığı ve susuzluğudur." buyurmuşlardır.
Muhakkak her azanın oruçta bir hissesi vardır. Bütün azaları, Allâh'ın hoş görmediği amellerden sakındırmak lazımdır.
Gözün orucu, onu harama bakmaktan menetmektir. "(Harama) bakmak İblis'in zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü harama bakmaktan meneder, tutarsa Allâh onun kalbine lezzetini hissedeceği iman verir." buyurulmuştur.
Dilin orucu onu faydasız sözden menetmek, tutmak, sadece faydalı yerde kullanmaktır.
Kulağın orucu onu gıybet gibi Allâh'ın haram kıldıklarını dinlemekten tutmaktır. Zira dinleyen, günahda söyleyene ortaktır. elin orucu haramı tutmamak, ayağın orucu harama gitmemektir. Hasılı bütün bedeni dinin hoş görmediği şeylerden uzak tutmak lazımdır.
Oruçtan maksad nefsin şehvetini kırmaktır. Böyle olunca oruçlunun iftarda ve sahurda aşırı yemesi, hele hele diğer zamanlarda iki defada yediğini bir defada yemesi doğru olmaz. Yalnız gündüz işinin ağırlığına göre işine ve ibadetine kuvvet verecek kadar yemelidir.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in: mendub.com "Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi" buyurduğu bilinmektedir. Mükellefi her türlü şehveten alıkoyan ve ihlası artıran bir ibadettir. açlığa, susuzluğa ve nefsin diğer arzularına boyun eğmemek ve diremek açısından da oldukça önemlidir. Allâhü Teâlâ (c.c)'ya iman eden ve O'nun uğrunda cihad'a karar veren mü'min oruç ibadeti ile kuvvetli bir iradeye sahip olur.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in: mendub.com "Oruç bir kalkandır. Oruçlu kem (kötü) söz söylemesin. oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum" desin. Ruhum yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Hakk'ka (c.c) yemin ederim ki; oruçlu ağzın (açlık) kokusu, Allâh indinde misk kokusundan daha temizdir.
Cenâb-ı Hakk (c.c) buyurmuştur ki; mendub.com "Oruçlu kimse benim (rızam) için yemesini, içmesini, cinsi arzusunu bırakmıştır. Oruç doğrudan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadettir. Onun (sayısız) ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir.
Ramazan ayında oruç tutmak İslam'ın beş temel esaslarından biridir.
mendub.com Oruç ibadeti ile kişi nefsini terbiye eder, iradesini güçlendirir ve kötü alışkanlıklara karşı direnme gücü kazanır. Kur'ân-ı Kerim'de "Ey iman edenler! Allâh'a karşı gelmemten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara suresi. 183)
Oruç, dünyada kötülüklerden sakınmayı, ahirette cehennem azabından korunmayı sağlayan önemli bir ibadettir. Ayrıca oruç, günahların affedilmesine de vesiledir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Kim inanarak ve mükafatını Allâh'tan bekleyerek orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, Savm, 6)
Akıllı, ergenlik çağına erişmiş müslümanın ramazan orucunu tutması farzdır. Ancak oruç tutamayacak derecede hasta olanlar ve yolcular, oruç tutamayabilirler. Hastalar iyileşince, yolcular memleketlerine dönünce tutmadıkları orucu kaza ederler. Hasta olan kişinin iyileşme ihtimali yoksa, tutmadığı her bir gün için fidye vermesi gerekir. Yani bir gün için bir gün bir fakiri doyurur.
mendub.com Bozulan nafile oruçların kaza edilmesi ve adak oruçların tutulması vaciptir. Bunlara ilave olarak tutulan oruçların ise nafile (sünnet/müstehap) oruçlardır.
Ebu Said radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir kul Allâh yolunda bir gün oruç tutarsa, bu oruç sebebiyle Cenab-ı Hak onun yüzünü yetmiş senelik mesafeden cehennem ateşinden uzaklaştırır." (Buhari, Cihad 36)
Ebu Ümame radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse Allâh yolunda bir gün oruç tutarsa, Cinab-ı Hak onunla cehennem arasında yerle gök genişliğinde bir hendek açar." (Tırmizi, Fezailü'l-cihad 3)
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
mendub.com "Hadis-i Kudsi'de Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: Ademoğlunun işlediği her hayır ve ibadet kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, sırf benim içindir ve onun mükafatını da ben veririm."
mendub.com Oruç bir kalkandır. Sizden biri oruçlu olduğu günde fena söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Şayed kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyen olursa iki defa "Ben oruçluyum' desin. Allâh'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allâh katında misk kokusundan daha hoştur.
mendub.com "Oruçlu için ferahlanacağı iki vakit vardır: biri iftar ettiği vakit, diğeri de Rabbine kavuştuğu vakittir ki orucunun sevabıyla sevinir."
Oruç sadece yemek, içmek ve orucu bozan şeyleri terk etmekten ibaret değildir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) mendub.com "Nice oruçlular vardır ki ona orucundan kalan sadece açlığı ve susuzluğudur." buyurmuşlardır.
Muhakkak her azanın oruçta bir hissesi vardır. Bütün azaları, Allâh'ın hoş görmediği amellerden sakındırmak lazımdır.
Gözün orucu, onu harama bakmaktan menetmektir. "(Harama) bakmak İblis'in zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü harama bakmaktan meneder, tutarsa Allâh onun kalbine lezzetini hissedeceği iman verir." buyurulmuştur.
Dilin orucu onu faydasız sözden menetmek, tutmak, sadece faydalı yerde kullanmaktır.
Kulağın orucu onu gıybet gibi Allâh'ın haram kıldıklarını dinlemekten tutmaktır. Zira dinleyen, günahda söyleyene ortaktır. elin orucu haramı tutmamak, ayağın orucu harama gitmemektir. Hasılı bütün bedeni dinin hoş görmediği şeylerden uzak tutmak lazımdır.
Oruçtan maksad nefsin şehvetini kırmaktır. Böyle olunca oruçlunun iftarda ve sahurda aşırı yemesi, hele hele diğer zamanlarda iki defada yediğini bir defada yemesi doğru olmaz. Yalnız gündüz işinin ağırlığına göre işine ve ibadetine kuvvet verecek kadar yemelidir.