20-09-2018, Saat: 00:52
İslam; büyücülük,sihirbazlık, cincilik, falcılık, kahinlik, medyumluk ve üfürükçülük gibi zaarlı faaliyetleri yasaklamıştır. Yüce Allâh; (c.c.)
"...dikili taşlar ve fal okları, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa erersiniz." (Ma-ide, 90) buyuruyor.
Büyü, kutsal değrler kullanılarak dinin istismar edildiği, yanıltmaya ve hileyle insanları aldatma faaliyetidir. Büyü, ilahi otorite ve ahlaki kuralların dışındadır. Büyüde Allâh'ın kudret ve iradesi üstünde işler başarılabileceği iddiası vardır. Büyücülerin herşeyi bildiği, yapamayacağı şey bulunmadığı şeklindeki inançlar islam'a terstir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); mendub.com "Büyücülerin Allâh'a şirk koştuklarını" (Nesei. tanrim, 19) bildiriyor.
Başlıca gayesi çıkar sağlamak olan sihir, daha çok ruhlar üzerinde etkili olur. düşünceleri karıştırır, gönülleri çeler, ahlakı perişan eder. karı kocanın arasını açar, aile yuvasını yıkar. İnsanları birbirine düşürür, toplumun huzurunu bozar. Bir başka hadisinde insanları helak eden yedi şeyden söz etmiş, bunlar arasında sihirle meşgul olmayı da saymıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); mendub.com "İnsanı helak edici yedi büyük günahtan birinin de sihir yapmak" (Buhari, Vesaye, 23) olduğunu belirtmiştir.
Büyünün rağbet görmesinin nedeni, dini bilgi eksikliği ve inanç zayıflığıdır. Zararlarından korunmak isteyen kişinin tek sığınağı Yüce Allâh'tır. Her şeyi Allâh'tan ümit etmeli, inancımızın gereği her işin meşru sebeplerine sarılmalı, sihir ve kehanetle uğraşanlara itibar edilmemelidir.
Sihir ve büyü benzeri şeyler dinimiz tarafından yasaklanmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de eski devirlerde insanları sihir konusunda bilgilendiren harut ve Marut'an söz edilir. Musa (a.s.) devrinde sihirbazlığın yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadislerinde de sihirden ve sihirbazlıktan zaman zaman söz edilir. Bir hadisinde sevgili Peygamberimiz şöyle demiştir: mendub.com "Kim/ bir sihirbaza işlerini havale etmek için müracaat ederse, Muhammed (s.a.s.) indirilen dini inkar etmiş olur." (Tırmizi, tahare, 2) Peygamberimiz "sihirle ugraşmayın" (Tırmizi, İstizan, 33) diyerek de bu kabil faydasız meşguliyetlerden menetmiştir. Sevgili peygamberimize sihir yapma girişimleri olmuş, Cenab-ı Hakk kendisini bu kabil kötü girişimlerden muhafaza eylemiştir. (Buhari, Edeb, 56) Allâh'ın izni olmadan hiçbir şeyin zarar vermesi söz konusu değildir. Sihir de bir yanıltma ve psikolojik etkilemedir. bu kabil etkileden da Allâh'a sığınmak gerekir. Her türlü kötülükten, şerlilerin şerrinden Allâh'a sığınılması gerekir. Felak suresinde ise büyücülük yapanların şerrinden Allâh'a sığınılması gerektiği ifade edilir. "De ki: yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığın çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfüfrüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden, kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın rabbine sığınırım!" (Felak, 1-5)
"...dikili taşlar ve fal okları, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa erersiniz." (Ma-ide, 90) buyuruyor.
Büyü, kutsal değrler kullanılarak dinin istismar edildiği, yanıltmaya ve hileyle insanları aldatma faaliyetidir. Büyü, ilahi otorite ve ahlaki kuralların dışındadır. Büyüde Allâh'ın kudret ve iradesi üstünde işler başarılabileceği iddiası vardır. Büyücülerin herşeyi bildiği, yapamayacağı şey bulunmadığı şeklindeki inançlar islam'a terstir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); mendub.com "Büyücülerin Allâh'a şirk koştuklarını" (Nesei. tanrim, 19) bildiriyor.
Başlıca gayesi çıkar sağlamak olan sihir, daha çok ruhlar üzerinde etkili olur. düşünceleri karıştırır, gönülleri çeler, ahlakı perişan eder. karı kocanın arasını açar, aile yuvasını yıkar. İnsanları birbirine düşürür, toplumun huzurunu bozar. Bir başka hadisinde insanları helak eden yedi şeyden söz etmiş, bunlar arasında sihirle meşgul olmayı da saymıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); mendub.com "İnsanı helak edici yedi büyük günahtan birinin de sihir yapmak" (Buhari, Vesaye, 23) olduğunu belirtmiştir.
Büyünün rağbet görmesinin nedeni, dini bilgi eksikliği ve inanç zayıflığıdır. Zararlarından korunmak isteyen kişinin tek sığınağı Yüce Allâh'tır. Her şeyi Allâh'tan ümit etmeli, inancımızın gereği her işin meşru sebeplerine sarılmalı, sihir ve kehanetle uğraşanlara itibar edilmemelidir.
Sihir ve büyü benzeri şeyler dinimiz tarafından yasaklanmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de eski devirlerde insanları sihir konusunda bilgilendiren harut ve Marut'an söz edilir. Musa (a.s.) devrinde sihirbazlığın yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadislerinde de sihirden ve sihirbazlıktan zaman zaman söz edilir. Bir hadisinde sevgili Peygamberimiz şöyle demiştir: mendub.com "Kim/ bir sihirbaza işlerini havale etmek için müracaat ederse, Muhammed (s.a.s.) indirilen dini inkar etmiş olur." (Tırmizi, tahare, 2) Peygamberimiz "sihirle ugraşmayın" (Tırmizi, İstizan, 33) diyerek de bu kabil faydasız meşguliyetlerden menetmiştir. Sevgili peygamberimize sihir yapma girişimleri olmuş, Cenab-ı Hakk kendisini bu kabil kötü girişimlerden muhafaza eylemiştir. (Buhari, Edeb, 56) Allâh'ın izni olmadan hiçbir şeyin zarar vermesi söz konusu değildir. Sihir de bir yanıltma ve psikolojik etkilemedir. bu kabil etkileden da Allâh'a sığınmak gerekir. Her türlü kötülükten, şerlilerin şerrinden Allâh'a sığınılması gerekir. Felak suresinde ise büyücülük yapanların şerrinden Allâh'a sığınılması gerektiği ifade edilir. "De ki: yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığın çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfüfrüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden, kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın rabbine sığınırım!" (Felak, 1-5)