31-01-2020, Saat: 00:43
Tefekkür kalbi ibadetlerdendir. Tefekkür Allâh'a yakınlığın ilk basamağıdır.
Büyükler tefekkürü, "Kalbin, maksada vasıl olmak için eşyanın manalarını anlamaya yönelmesi" şeklinde tarif etmiştir. Tefekkür Allâh'ın yarattıkları hakkında düşünmek, onlardan ibret ve öğüt almak demektir.
Allâh (c.c) Kur'ân-ı Kerim'de akıl sahibi kişileri şöyle anlatmıştır:
mendub.com "O gerçek akıl sahipleri, ayakta (yürüken), otururken ve yanları üzere yatarken (bütün hal ve zamanlarında) Allâh'ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler" (Al-i İmran 3/161).
Düşünmek, yani tefekkür her zaman yapageldiğimiz, olağan bir iş gibi görülebilir, ancak yüce Allâh bu işi başlı başına bir ibaet addetmiş ve Resûlullâh'ın diliyle,
mendub.com "Allâh'ın (c.c) yüceliği, cenneti ve cehennemi hakkında bir saat tefekkür, geceyi ihya etmekten daha hayırlıdır" (Kenzü'l-Ummal);
mendub.com "Bir saat tefekkür bir senelik (nafile) ibadetten hayırlıdır" buyurmuştur. Bir diğer ivayette, "Altmış senelik (nafile) ibadetten hayırlıdır" (Keşfü'l-Hafa) denilmektedir.
Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstünlükler elde eder.
Hz. Muhammed (s.a.s)'i en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. Hz. Âîşe ziyaret eden sahabeden biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.a) şöyle demiştir:
"Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):
"Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve mendub.com "Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190) ayetini okudu. Ondan sonra Resûlullah (s.a.s): mendub.com "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" buyurdu. (İbn Hibban, II, 386)
Büyükler tefekkürü, "Kalbin, maksada vasıl olmak için eşyanın manalarını anlamaya yönelmesi" şeklinde tarif etmiştir. Tefekkür Allâh'ın yarattıkları hakkında düşünmek, onlardan ibret ve öğüt almak demektir.
Allâh (c.c) Kur'ân-ı Kerim'de akıl sahibi kişileri şöyle anlatmıştır:
mendub.com "O gerçek akıl sahipleri, ayakta (yürüken), otururken ve yanları üzere yatarken (bütün hal ve zamanlarında) Allâh'ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler" (Al-i İmran 3/161).
Düşünmek, yani tefekkür her zaman yapageldiğimiz, olağan bir iş gibi görülebilir, ancak yüce Allâh bu işi başlı başına bir ibaet addetmiş ve Resûlullâh'ın diliyle,
mendub.com "Allâh'ın (c.c) yüceliği, cenneti ve cehennemi hakkında bir saat tefekkür, geceyi ihya etmekten daha hayırlıdır" (Kenzü'l-Ummal);
mendub.com "Bir saat tefekkür bir senelik (nafile) ibadetten hayırlıdır" buyurmuştur. Bir diğer ivayette, "Altmış senelik (nafile) ibadetten hayırlıdır" (Keşfü'l-Hafa) denilmektedir.
Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstünlükler elde eder.
Hz. Muhammed (s.a.s)'i en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. Hz. Âîşe ziyaret eden sahabeden biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.a) şöyle demiştir:
"Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):
"Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve mendub.com "Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190) ayetini okudu. Ondan sonra Resûlullah (s.a.s): mendub.com "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" buyurdu. (İbn Hibban, II, 386)