14-03-2020, Saat: 00:57
mendub.com Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, Allahü teâlânın aşkı ile dolmuş evliyânın büyüklerindendir. 30 Eylül 1207’de İslam kültür ve medeniyetinin önemli şehirlerinden Belh şehrinde doğup, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefât etti. Asıl adı Muhammed Celaleddin olan Mevlana, Mevleviyye tarikatnını kurucusudur. Babası Behâeddîn-i (Bahauddin) Veled de, büyük âlim ve velî idi. Annesi, Mümine Hatun'dur. Daha çocuk iken babasının kalbindeki feyz-lere kavuştu. Babası ile Hicaz’a, sonra Şam’a, oradan da 1228'de, Selçuklu Sultanı I. Alâaddin Keykubad'ın babasının davetiyle Konya’ya geldi. Bahauddin Veled 1231'de Konya'da vefat eder. İlk manevî terbiyesini babasından lana Mevlana, önce babasının halîfesi Seyyid Burhaneddin Tirmüzî’den 9 sene feyz aldı. Kemaleddin b.Adim'den ders almış, Muhyiddin İbn Arabî, Saadeddin Hamevî, Şeyh Osman Rumî, Evhadüddin Kirmanîve Sadreddin Konevî'nin sohbetlerinde bulunmuştur.
Sonra, Şemseddîn-i Tebrizî onu yetiştirdi. Dinî ilimlerin tamamını tahsil ederek asrının önde gelen alimlerinden olan Mevlana'nın 1244'te Şems-i Tebrizî ile buluşması, manevî hayatı üzerinde derin izler bırakmıştır.
Mesnevî, Divan-ı Kebir, Fih-i Ma Fih, Mecalis-i Seb'a, Mektubat gibi meşhur eserleriyle büyük şair, mutasavvfı, mana eri ve gönüller sultanı olan Mevlana, insanlara ömrü boyunca peygamber ahlâkını ve ilâhî aşkı bizzat yaşayarak öğretmiş, bütün insanlara seslenebilmiş, günümz insanlığının kendisinden çok şey öğrenebileceği örnek bir şahsiyettir.
Divanında 30 bin, Mesnevîsinde 47 bin beyit vardır. Mesnevîsini nazım şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır. Pek çok menkıbesi vardır.
Mevlânâ hazretleri ahiret hayatını anlatırken; mendub.com “Toprağa ekilen hangi tohum toprağın yüzüne canlı olarak çıkmamıştır?” diyerek, toprağa gömülen insanların tekrar canlanacaklarına işaret etmiştir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den
Sükût eyledim, “kahrı var” dediler.
Biraz söyledim, “zehri var” dediler.
Sustum, “kahrından susuyor” dediler.
Biraz konuştum, “zehrini kusuyor” dediler.
Sonra, Şemseddîn-i Tebrizî onu yetiştirdi. Dinî ilimlerin tamamını tahsil ederek asrının önde gelen alimlerinden olan Mevlana'nın 1244'te Şems-i Tebrizî ile buluşması, manevî hayatı üzerinde derin izler bırakmıştır.
Mesnevî, Divan-ı Kebir, Fih-i Ma Fih, Mecalis-i Seb'a, Mektubat gibi meşhur eserleriyle büyük şair, mutasavvfı, mana eri ve gönüller sultanı olan Mevlana, insanlara ömrü boyunca peygamber ahlâkını ve ilâhî aşkı bizzat yaşayarak öğretmiş, bütün insanlara seslenebilmiş, günümz insanlığının kendisinden çok şey öğrenebileceği örnek bir şahsiyettir.
Divanında 30 bin, Mesnevîsinde 47 bin beyit vardır. Mesnevîsini nazım şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır. Pek çok menkıbesi vardır.
Mevlânâ hazretleri ahiret hayatını anlatırken; mendub.com “Toprağa ekilen hangi tohum toprağın yüzüne canlı olarak çıkmamıştır?” diyerek, toprağa gömülen insanların tekrar canlanacaklarına işaret etmiştir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den
Sükût eyledim, “kahrı var” dediler.
Biraz söyledim, “zehri var” dediler.
Sustum, “kahrından susuyor” dediler.
Biraz konuştum, “zehrini kusuyor” dediler.