Usta; mendub.com bir mesleği tam anlamıyla öğrenmiş, onda maharet kazanmış, onu başkalarına öğretebilme kabiliyetine sahip kimse anlamına gelir. Çırak ise meslek öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan, işe yeni başlamış genç anlamında kullanılır.

Usta, icra ettiği mesleğin devamı için yetenekli ve istekli olan gençlere mesleki eğitim vermeli, tecrübelerini onlara aktarmalıdır. Aksi halde ya mesleği icra edecek kimse kalmadığı için meslek yok olur ya da önceden tecrübe edilmiş şeyler yeniden denenir ki bu hem emek, hem vakit, hem de para katbına sebep olur.

mendub.com Çırak ise işin ayrıntılarını öğrenmeli, gönlünü vererek çalışmalıdır. Mesleğin geleceğin elinde olduğunun farkında olarak ustasının birikiminden istifade etmelidir. Ustasını kendisine hazine bırakacak bir baba gibi görmeli, severek ona hizmet etmelidir.

Usta-çırak ilişkileri karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı olarak yürütülmelidir. Usta çırağını sevmeli ve şefkat göstermeli, çırak da ustasına karşı saygıda kusur etmemelidir.

mendub.com Yemin etmek aslında mübah bir davranış olmakla birlikte, gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru değildir. Sıkça yemin eden kimse sözüne Allah’ı şahit tutmuş ve kutsal değerleri sözünün doğruluğunu teyit için yıpratmış olur. Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir (İbn Âbidîn, Reddu’l-muhtâr, III, 45, 46).

mendub.com Sabırda zarar, hüzün ve telaşta fayda yoktur.
Sabır imanın yarısı, yakın ise tamamıdır.
Sırrını aleni şeylerle bir tutma, yoksa işlerin bozulur.
Beraberindekilerle konuş (istişare et) ki faydalı bilgiler alasın.
mendub.com Allâh'tan afiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakınden (Kat'i imandan) sonra afiyetten daha faziletli bir şey verilmemiştir.
Bir kimse kendisini medhedihce Ebû Bekir (r.a.): "Allâh'ım, Sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi onlardan daha iyi bilirim. Allâh'ım, beni onların zannettiğinden daha hayırlı eyle! Onların bilmediği hatalarımı mağfiret eyle, söyledikleri şu sözler sebebiyle de beni hesaba çekme!" derdi. (Suyuti, Tarihu'l-hulefa, s.104)
Birisi ona: "Sana öyle bir küfrederim ki seninle birlikte mezara kadar gider." demişti.
Hz. Ebû Bekir şöyle cevap verdi:
"O pisliğin beni değil seni takib eder ve kabrinde karşına çıkar."


Çok söz kişiyi unutkan yapar.
Üzerine hakikatin konduğu bir terazinin ağır gelmesi haktır. Yine üzerine batılın konduğu bir terazinin de hafif gelmesi haktır.
mendub.com Allâh ile mahlukatından hiçbiri arasına bir neseb bağı yok ki bu sebeple ona hayır ihsan etsin ve kötülüklerden korusun. Allâh'a yakınlık ancak O'na itaat ve emirlerine tabi olmakla mümkündür.
Allâh, kulunun amelsiz sözünden razı olmaz.
Dostuna dost ol ve bütün arkadaşlarına eşit davran, hepsinin e haklarına riayet et!
İnsanlara iyilik etmek, kişiyi afetlerden ve belalardan muhafaza edee.
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.
Ne söylediğini ve ne zaman söylediğini iyi düşün!
Hiçbir bela yoktur ki ondan daha kötüsü olmasın.
mendub.com Hakk'ı tanıyan ariflerin kölesi ol!
Zulüm, ahde vefasızlık ve hile kimde bulunursa zararları yine kendilerine dokunur. 

Dört kimse Allâh'ın seçkin kullarındandır:
Tevbe edene sevinen, Günahkar için istiğfarda bulunan, ayrımıpı giden kimse için dua eden, İyiliğe muhtaç olana yardım eden.
Sana yol göstermek isteyenden halini gizleme, aksi takdirde kendini aldatırsın.
Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, elde edince de onu geç!
Şöhretten kaç ki şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hırslı ol ki sana hayat verilsin.
Kendini ıslah et ki insanlar da sana karşı iyi davransınlar.
mendub.com Akıllı kimse takva sahibi olan, akılsız da zalim olandır. En doğru kimse emanete riayet eden, en yalancı da hainlik yapandır.
Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar, zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da, ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar, güçlü kimsedir.
Kardeşine bizzat yardım eden kimseye Allâh rahmet etsin. 


Bana dünyadan üç şey sevdirildi:
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'in yüzüne bakmak, kızımın O'na zevce olması ve malımı O'nun yolunda harcamak.
mendub.com Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'e salavat getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona selam göndermek pek çok köle azad etmekten daha faziletlidir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'i sevmek ise riyazet ve mücahededen veya Allâh yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür." (Bağdadi, Tarihu Bağdad, VII, 161)
Allâhü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, vereceği mükafatı azap ile birlikte zikertti ki bu vesileyle kul ibadete rağbet etsin ve azaptan korksun.
mendub.com Allâh senin zahirinde gördüğü şeyi batınında da görür.
Bana göre afiyette olup şükretmem, imtihana tabi tutulup sabretmemden daha makbuldür.
Kul dünya nimetlerinden bir şey sebebiyle kibirlendiğinde mendub.com Allâhü Teâlâ, o nimet kuldan gidinceye kadar ona buğzeder.

mendub.com Keffaret orucu ara vermeden tutulmalıdır. Ancak kadınların keffaret orucu tutarken araya giren âdet günleri bunun dışındadır. Çünkü onlar bu günlerinde oruç tutamazlar, âdet halleri bitince ara vermeden, keffarete kaldıkları yerden devam ederler. İki ayı tamamlarlar. Şayet âdetin dışındaki bir sebeple ara verirlerse keffaret orucuna baştan başlamaları gerekir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 122-126).

Kur'ân, insanlığa rehber olarak indirilmiş son kutsal kitaptır. Yüce Allâh; mendub.com "Gerçekten bu Kur'ân en doğruolan yola götürür ve iyi işler yapan müminler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler". (İsra, 17/9) buyurmaktadır. Ayeti kerimede ifade edildiği gibi Kur'ân'ın hedefi insanlığa rehber olmaktır.

İnsanın inanç, ibadet ve yaşantısı ile ilgili konularda Kur'ân'ın önerdiği yoldan ayrılmaması gerekir.

Kur'ân'ın ihtiva ettiği hükümler başlıca; ibadetler, muameleler ve ceza olmak üzere üç grupta değerlendirilebilir. İnsanların sorumlu olduğu ibadetler; namaz, oruç, hac, zekat ve diğer mali yükümlülükler, muameleler ise; evlenme, boşanma, iktisadi konular, cezalar ise; yerine getirilmeyen sorumluluklar neticesinde insanın dünyada ve ahirette karşılaşacağı sonuçlar olarak sınıflandırılabilir. Sonuç olarak mendub.com Kur'ân-ı Kerim fert ve toplum yararı için gerekli özlü prensipler getirmiş, fert ve topluma zarar verebilecek şeyleri yasaklamıştır. Kur'ân'ın okunması, dinlenmesi, açıklanması, üzerinde düşünülmesi ve içindeki prensiplerin uygulanması birer ibadettir.

Yüce Allah: mendub.com "Andolsun biz, Kur'ân'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan." (Kamer, 54/22) buyurmaktadır.

Ölünün Ardından Yedinci, Kırkıncı ve Elli İkinci Gecesi Gibi Uygulamaların Dini Hükmü nedir?

Ölen bir müslümanın usûlüne göre yıkanıp kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınarak defnedilmesi mendub.com farzdır (Kâsânî, Bedaiu’s-Sanâi’, I, 300, 306, 318). Bunun dışında yapılması gereken yedinci, kırkıncı ve elli ikinci gün veya bunların duası gibi zaman ve şekle bağlanmış bir görev yoktur. Bunların hiçbir dinî dayanağı da bulunmamaktadır. Ancak, sevabı ölen kimsenin ruhuna bağışlanmak üzere her türlü ibadet yapılabileceği gibi çeşitli vesilelerle dua da edilebilir (Buhârî, Vesâyâ, 19; Müslim, Zekat, 15).

Ne kaçan fırsatlar karşısında ümitsizliğe düşülmeli,

ne de fırsatlar ve sebepler ihmal edilmelidir.

mendub.com Allâh Teâlâ'ya yürekten

ve ihlas ile duâ etmek hiçbir zaman elden bırakılmamalıdır.


Elmalılı Hamdi Yazar

mendub.com Nafile oruç, kişiye farz veya vacip olmadığı halde, gönüllü olarak Ramazan ayının dışında tutulan oruçtur. Nafile de olsa, başlanan bir ibadetin tamamlanması gerekir. Bu nedenle diğer nafile ibadetlerde olduğu gibi, bozulan nafile orucun da, kaza edilmesi Hanefîlere göre bir gerekliliktir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 127). Adanan orucun (nezir orucu) tutulması vaciptir. Vacip orucun bozulması halinde de kaza edilmesi gerekir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 127, 132).

Sünnetlerden biri de, ölüm zamanında güzel vasiyette bulunmaktır. Ölüm döşeğinde iki gece hasta yatınca, vasiyetnamesini yazıp, yanında bulundurur. Sünnet olan, malının üçte birini vasiyet etmektir. Resûlullah (s.a.v.) böyle emretmiştir.

mendub.com Hasımlarının razı edilmesini, borçlarının, namaz ve oruç fidyelerinin ödenmesini vasiyet eder.

Ölüler birbirlerini ziyaret edip konuşurlar. Vasiyet etmeden ölene, kıyâmete kadar kabirde konuşma izni verilmez.

Vasiyetname şöyle yazılır:
“Besmele, hamd ve salavâttan sonra; ismini yazarak ‘Bu falancanın vasiyetnamesidir.’ der. Allâh’dan başka ilah olmadığına, Muhammed’in (s.a.v.) onun kulu ve resûlü olduğuna, kıyâmet gününün şüphesiz geleceğine, Allâhü Teâlâ’nın kabirlerde olanları dirilteceğine şehadet ederek vasiyet ediyorum.

Kendinden sonra geride kalanlara, Allâhü Teâlâ’ya tevbe etmelerini, dargın durmamalarını, akrabayı ziyaret etmelerini, mü’min iseler, Allâhü Teâlâ’ya ve Resûlüne itaat etmelerini vasiyet eder.

İbrahim ve Yakub (a.s.) oğullarına vasiyet ederken:
“Ey oğullarım! Allâhü Teâlâ sizin için (İslam) dinini seçti. Siz de ancak o dinde olup müslüman olarak ruhunuzu teslim edin.” buyurduğu gibi vasiyet eder. Öldüğüm takdirde şöyle şöyle yapınız diye vasiyet eder.”

Yatacağı zaman, zulüm, cinayet, kin ve hased gibi günahlarından tevbe eder. (Şir’atü’l-islam, Fazilet Neşriyat)

mendub.com Kadınların ayhali dönemlerinde, -temizleninceye kadar- cinsî ilişkide bulunmaları Kur’ân-ı Kerim’le (Bakara, 2/222); namaz, oruç ve Kâbe’yi tavaf da, Sünnet ile yasaklanmıştır (Tirmizî, Savm, 68). Kadınların adetli iken kabir ziyareti yapmalarını yasaklayan bir ayet veya hadis yoktur. Bu sebeple kadınların adetli iken kabir ziyareti yapmaları caizdir.