Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
mendub.com "Beş ey orucu bozar (orucun sevabını giderir):
Yalan söylemek, gıybet etmek, nemine (insanlar arasını bozmak için uğraşmak, söz götürmek), yalan yere yemin etmek ve şehvetle bakmak."

mendub.com "Oruç -siz onu zedelemedikçe- sizin için kalkandır.
'Onu ne zedeler.' diye soruldu.
"Yalan ve gıybet." buyuruldu.

Ölüm, ruhun bedenden ayrılıp hayatın sona ermesidir. Bu, Allah'ın değişmez kanunudur. mendub.com "Her canlı ölümü tadacaktır. Şüphesiz kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir." (Âl-i İmrân, 3/185).

İslâm inancına göre kıyamet koptuktan sonra her şey yok olacak, Allah'tan başka hiçbir canlı kalmayacaktır. Nitekim bir ayette: mendub.com "Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır" (Rahmân, 55/26-27) buyurulmuştur.

Ahiret âlemi; mendub.com İsrafil (a.s.)'ın sûra birinci defa üflemesinden sonra kıyametin kopması ve evrenin düzeninin bozulup dünyada yaşayan bütün canlı varlıkların aynı anda ölmesi; İsrafil'in ikinci defa sûra üflemesinin ardından ise, dünyada hayat sürmüş bütün insanların ruhlu-bedenli varlıklar olarak diriltilip dünyada yaptıklarından hesaba çekilmek üzere mahşer yerine sevk edilmeleri ve hesap işlemini takiben inanç ve amellerine göre cennete veya cehenneme konmaları safhalarından oluşur.

Cenazenin yıkanması “farz-ı kifaye”dir (Kâsânî, Bedaiu’s-Sanâi’, I, 300, 306 318; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 91). mendub.com Meşrû bir mazeret bulunmaksızın cenazenin yıkanmadan defnedilmesi durumunda o çevredeki cenazeden haberdar olan bütün Müslümanlar vebal altında kalmış olurlar. Bununla birlikte her nasılsa yıkanmadan defnedilen cenaze eğer üzerine toprak atılmamışsa çıkartılıp yıkanır. Toprak örtülmüşse, yıkamak maksadıyla mezardan çıkarılmaz (İbn-i Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 207).

mendub.com "Allâh'ım!

Bana öğrettiğin şeyleri hakkımda faydalı eyle;

bana fayda verecek şeyleri öğret;

beni, bana fayda verecek ilim ile nasiplendir."


(Hâkim, Deavât, No: 1879, I, 510)

Allâhü Teâlâ mendub.com tarafından emrolunduğu zannî delil ile sâbit olan vazîfedir. Her namazda fâtiha-i şerîfenin okunması gibi.

Mecliste mendub.com arif ol, kelamı dinle

El iki söylerse sen de bir söyle

Elinden geldikçe iyilik eyle

Hatıra dokunup yıkıcı olma


Karacaoğlan

Yüce Allâh bir kudsi hadiste şöyle buyurur:
mendub.com "Oruçlu için iki seviç anı vardır: Biri iftar ettiği, diğeri Allâh'a kavuştuğu vakittir. Oruçlunun ağzının kokusu, Allâh katında misk kokusundan daha hoştur" (Buhari).

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur ki:
mendub.com "Muhakkak ki oruçlunun iftar anında yaptığı dua reddolunmaz" (İbn Mace).

Oruçlu bir kimse ibadete ve oruç tutmaya karşı daha güçlü olmak niyetiyle yer ve içerse ayrıca sevap kazaır. Aynı şekilde kişi daha iyi ibadet etme niyetiyle uyursa uyuduğu müddetçe nafile ibadet yapıyormuş gibi sevap kazanır. Tabii farz ibadetleri yerine getirmek şartıyla. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: sefageldiniz.com "Oruçlunun uyuması ibadettir" (Süyuti).

Oruçlu kise, gecesinde ve gündüzünde ibadet içindedir. Oruçlu iken ve iftar anında yaptığı dualar makbuldür. O, gündüzleri oruç tutan ve sabreden; akşamları da doyan ve şükredendir.

Çok kimse, kibirli olduğunun farkında değildir. Bunun için, kibrin alametlerini bilmek lâzımdır. Kibirli olan içeri girince, herkesin kendi için ayağa kalkmalarını sever. Kendisine hürmet edildiğini anlayarak, onlara nasihat vermek isteyen âlimin, kendisi için ayağa kalkıldığını arzu etmesi kibir olmaz. Kendi oturup, başkalarının kendine karşı ayakta durmalarını istemek, kibirdendir. Hazret-i Ali “radıyallahü anh”, (Cehennemlik bir kimse görmek isteyen, kendi oturup başkalarını ayakta durduran kimseye baksın!) buyurdu. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvan”, Resulullahı mendub.com “sallallahü aleyhi ve sellem” her şeyden çok severlerdi. Geldiği zaman ayağa kalkmazlardı. Çünkü, ayağa kalkılmasını istemediğini bilirlerdi. Bununla beraber, âlimler gelince, ilmin şerefini göstermek için, ayağa kalkmak lâzımdır.

mendub.com "Allâh'ım!

Beni bağışla, bana hidayet nasip eyle, bana rızık ver,

beni afiyette daim eyle ve bana merhamet et."


(Müslîm, Zikir ve Duâ, 35)