Ey mendub.com insan!

Sen küçük bir cisim olduğunu iddia edersin,

ama en büyük âlem senin içinde gizlidir.


Cimrilerin hâli ne gariptir.

Fakirler gibi yaşarlar,

zenginler gibi hesap verirler.


Hz. Ali (r.a.)

Cuma namazı, akıllı, ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim (misafir olmayan) erkek Müslümanlara farzdır. Kadınlar, hürriyeti kısıtlı olanlar, yolcular ve cemaata gelemeyecek kadar mazereti olanlar Cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak Cuma namazını kılmaları halinde bu namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmaları gerekmez.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mendub.com "Cemaatle Cuma namazı kılmak, her Müslüman’a farzdır. Ancak, köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir" buyurmuştur (Ebû Dâvûd, Salât, 216; İbn Ebî Şeybe, Musanef, 4/65; Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, III/246). Diğer bir hadislerinde de, mendub.com "Kadın, çocuk, köle ve hasta hariç, Cuma namazı her Müslüman’a farzdır" buyurmuştur (Beyhakî, Sünen, III/183-184, H.No: 5422, 5425, 5426; Darakutnî, Sünen, II/2, H.No: 2; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I/446, H.No: 5148).

Kur'ân'da şöyle buyurulur:
mendub.com "...Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın..." (Hucurat suresi 12) Hz. Peygamber'de "Birbirinizin özel ve mahrem hallerini araştırmayın." (Müslim, Birr ve Sıla, 30) buyurarak müslümanları bu kötü halden kaçınma konusunda uyarmaktadır. Allâhü Teâlâ'nın bir ismi de "Settar" ayıp ve kusurları örtendir. Hadiste "Her kim bir Müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allâhü Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim Müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği bir şeyi ortaya çıkarır ve dile verirse, Allâh da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıarır. Bu suretle kendi evninin içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten ölüyü diriltmiş gibidir." (Müslim) buyurulmuştur.

Mümin, Peygamberimizin "Kendi ayıbı insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun!" (Keşful Hafa, II, C, 46)

Atalarımız "Hatasız kul olmaz", "beşer şaşar" demişlerdir. Bununla insanın, hata edebile­ceği, ayıp ve kusur sayılan işleri işleyebileceği, anlatılmak istenmiştir. Önemli olan hata işlememektir. Ancak yapılan hatadan dolayı da kimseyi ayıplamamak, ayıpları başkalarına anlatmamak ve yaymamak gerekir.
Zaten Kur'ân-ı Kerim; "Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın" (Hucurât, 49/12), "… Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız, şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır…” (Teğâbun, 64/14) ayetleri ile; mü'min kardeşimizin kusurunu araştırmamayı, görmezlikten gelmeyi ve affetmeyi, emir ve tavsiye etmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de bir hadisi şeriflerinde; mendub.com "Kim bir kardeşinin ayıbını örterse; Yüce Allah da onun dünya ve ahirette ayıplarını örter.” (Müslim, “Zikr”, 38, III/2074) buyurmuştur.

Dinimiz, mendub.com yakınları arayıp sormayı, uzakta olanları imkân nispetinde ziyaret etmeyi, muhtaç olanlara yardımda bulunmayı emreder (Buhârî, Edeb, 10-11). Bu itibarla mesela “Ben öldükten sonra amcanı ziyaret etmeyeceksin” gibi akrabalık ilişkilerini kesecek bir vasiyet geçersiz olup yerine getirilmesine çalışmak doğru değildir.

mendub.com "Allâh'ım!

Müslümanlar olarak canımızı al,

Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan

ve fitneye uğramadan bizi salih kullarının arasına dâhil eyle."


(Hâkim, Deavât, No: 1868)

Şefaat, ahirette Allâh'ın izniyle piygamberlerin ve Allâh katında dereceleri yüksek olanların, günahkar mü'minlerin affedilmesi veya günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için Allâh'a yalvarmaları ve duâetmeleri demektir.

Ahirette şefaatin olacağı Kitap ve Sünnet'le sabittir. mendub.com "İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? (Bakara suresi, 255); "... Onlar onun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler" (Enbiya suresi, 28) ve "Rahman'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır." (Meryem suresi, 87) mealindeki ayetler, şefaatin gerçekliği açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca Kafir ve münafıklar için şefaat de söz konusu değildir. (Müddesir suresi, 48; En'am suresi, 51).

mendub.com Hz. Peygamber (s.a.v.) "Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir" (Tırmizi, Kıyamet, 11) buyurmuştur.

Hz. Peygamberin (s.a.v.) bundan başka bir de genel ve kapsamlı bir şefaati vardır. Mahşerde bütün yaratıklar ıstırap ve heyecan içinde hesaplarının görülmesi için bekleşirlerken, O Allâh'a dua ederek hesap ve sorgusunun bir an önce yapılmasını ister (Buhari, Rikak, 51. Müslim iman, 322). Buna "Şefaat-i uzma" (büyük şefaat) adı verilir.

Hz. Peygamberin (s.a.v.) bu anlamdaki şefaat yetkisi Kur'an'da (İsra suresi, 79) "Makam-ı mahmud" (övülen makam, kıyametteki şefaat makamı) adıyla anılır.

Sonuç olarak, şefaat mahiyetini Rabbimizin bileceği bir konudur. Ancak Müslümana düşen görev, şefaate güvenip dinin gereklerini terk etmek değil, şefaate layık olmak için çalışıp çabalamaktır.

İyi bir dilekle selamlanırsan,

daha mendub.com iyisiyle karşılık ver.


Bir el sana ihsanda bulunursa,

ona daha fazlasını ver.


Bununla birlikte fazilet ilk başlayanındır.


Hz. Ali (r.a.)

mendub.com Hazret-i Süleyman, Dâvud aleyhisselâmın oğludur. Onun irtihâlinden sonra on üç yaşında onun yerine geçmiş, sonra kendisine peygamberlik de verilmiştir. Süleyman aleyhisselam da babası gibi hem peygamber ve hem sultan olmuştur.

Hazret-i Süleyman'a doğu ve batıdaki hükümdarlar itaat etmişler, kıymetli hediyeler göndermişlerdi. Yemen melikesi Belkıs kendisiyle görüşmeye gelmiştir. Süleyman aleyhisselam Kızıldeniz’de hazırlattığı donanmayı Muhît denizi sahillerine göndermişti. Tedmür, Ba'lebek şehirlerini ve yedi senede Mescidü'l-Aksâ'yı yaptırıp ikmâl etmiştir.

Süleyman aleyhisselâm bir mucize olmak üzere kuşların dillerini bilir, maksatlarını anlardı. İnsan ve cinlere, hattâ rüzgârlara bile hükmederdi. Kırk sene pek ihtişamlı bir hüküm sürdükten sonra elli üç veya altmış yaşında irtihâl etmiştir.

Çocuk, mendub.com ailenin gülüdür, aile bahçesinin ayrı bir rengidir. Gülümsemesi anne-babaya mutluluk sunar. Neşeli, sevimli ve sıcak aile iklimlerinin zirvelerine tırmanmak çocuklu evlerde mümkündür. Aile hayatının dinimizdeki büyük önemi acaba nedendir? Sadece erkek ve kadın, birbirlerini tamamlasınlar, birbirlerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidersinler diye mi?

Bu sayılanlar önemlidir ama yeterli değildir. İslam'da evlenmenin teşvik edilmesi, aileye atfedilen kutsiyetin esas sebep ve hikmetlerinden belki en önemlisi çocuk dünyaya getirmek ve yetiştirmektir. Sıcak bir yuva, her anne-babanın en büyük arzusudur. O halde; mendub.com

Anne-babalar olarak, çocukların önünde tartışıp kavga etmeyelim. Çocuklarımızın bir kusurunu gördüğümüzde onlara hakaret etmeyelim. Onları asla kendi hallerine bırakmayalım. Terkedilmişliğin yalnızlığı ile onları kıvrandırmayalım. Çocuklarımız birbirleriyle kavga ederken, birbirlerine hakaretler savururken ses çıkarmamazlık etmeyelim, böylesi durumlarına göz yummayalım. Çocuklarımız bizden, biz çocuklarımızdan zevk alalım, lezzet alalım, haz duyalım. Biz sevelim ve sevindirelim ki, onlar da sevmeyi ve sevdirmeyi öğrensin.

Terike, ölünün geride bıraktığı ve üzerinde başkasının hakkı bulunmayan mallardır (İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtâr, VI, 759). Dolayısıyla mal kapsamında olmayan hak ve menfaatler mendub.com terike dışı kabul edilmiştir. Kişinin görevi ile ilgili şahsa bağlı hakkı olan maaşı miras kapsamına girmediğinden, bundan, ölen kişinin varisleri yararlanamaz. Emekli maaşı alma hakkı kanunen kime tanınmışsa bu onun hakkıdır. Bu konuda yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre hareket etmek gerekir.