Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 15 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 14 Ziyaretçi Google
|
Son Aktiviteler |
Ümit ve Korku
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
28-01-2024, Saat: 14:29
» Yorumlar: 0
» Okunma: 605
|
Kalbi Karartan Yedi Şey
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
05-01-2024, Saat: 23:30
» Yorumlar: 0
» Okunma: 558
|
Forum Kuralları
Forum: Mendub.com Forum Kuralları
Son Yorum: mendub
01-01-2024, Saat: 16:29
» Yorumlar: 0
» Okunma: 639
|
Daha Hareketli Bir Hayat
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
01-01-2024, Saat: 15:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 625
|
Ahlâka Dair Bir Vasiyet
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
18-12-2023, Saat: 01:12
» Yorumlar: 0
» Okunma: 572
|
Namazın Dindeki Yeri
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
29-09-2021, Saat: 23:56
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,220
|
Emanetleri İfa Ediniz
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
27-09-2021, Saat: 12:10
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,951
|
Mesai vaktinde kılınan na...
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
26-09-2021, Saat: 18:22
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,949
|
Yer Altında 63 Yıl
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
23-09-2021, Saat: 19:22
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,117
|
Yatsı Namazını Kılmadan Ö...
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
24-07-2021, Saat: 23:36
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,214
|
|
|
Vitir namazının vakti ne zamandır? |
Yazar: mendub - 25-06-2018, Saat: 19:33 - Forum: Soru Cevap
- Yorum Yok
|
 |
Vitir Namazının Vakti: Yatsı namazı kılındıktan sonra başlayarak tan yeri ağarıncıya kadar sürer. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Vitir namazını yatsı namazı ile tan yerinin ağarması arasında kılın" buyurmuştur (Tirmizî, Vitr, 452; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir, I, 224).
|
|
|
Allâh'ın Emaneti Çocuklarımız |
Yazar: mendub - 22-06-2018, Saat: 11:21 - Forum: Dini Sohbetler
- Yorum Yok
|
 |
Çocuk, Yüce Allâh'ın bir aileye verdiği en kıymetli emanettir. Yeryüzünün kıymetlisi olan insanoğlunun en saf ve en masum hâlidir. Anne baba onun varlığına saygı duyarak "Allâh'ın emaneti" olduğunu unutmadan hareket etmelidir. 'Çocuk benim değil mi? İstediğim gibi davranırım!' deme hakkına hiç kimse sahip değildir. Yavru bir emanetse, emanetin sahibine karşı gün gelip hesap verilecektir: İncitti mi onu, ihmal ettik mi? Dilimizden hakaret mi işitti, övgümü? Elimizden dayak mı yedi, dualı lokmalar mı? Kesemizden haram mı giydi, tertemiz elbiseler mi?
Bir çocuk topluma da emanettir! onu koruyup gözetmek, haklarını çiğnememek, büyüyüp gelişmesine, okuyup öğrenmesine destek olmak anne babasının olduğu kadar toplumun da görevidir. Ailesini bir şekilde kaybetmiş, sevgiye, şefkate, ilgiye muhtaç çocukları sahiplenmek, onları kötülüklerden korumak insanlık vazifesi değil midir?
O hâlde gönlü kırık ve yalnız çocuklara el uzatmak aynı zamanda imanımızın da gereğidir. Zira verilen emekle sadece onların değil, toplumun geleceği de kurtulacaktır.
|
|
|
Günün Duâsı |
Yazar: mendub - 20-06-2018, Saat: 12:13 - Forum: Duâ
- Yorum Yok
|
 |
"Rabbim!
Beni sana çok şükreden, seni çok zikreden, senden çok korkan, sana itaat eden,
sana saygı gösteren, sana yönelen ve tövbe eden kimse eyle."
(Tirmizî, Deavât, 114)
|
|
|
İsraf (savurganlık) |
Yazar: mendub - 17-06-2018, Saat: 13:15 - Forum: Dini Sohbetler
- Yorum Yok
|
 |
Aşırı gitmek, gafil ve cahil olmak, yanılmak gibi anlamlara gelen israf, dinî bir kavram olarak insanın sahip bulunduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesi demektir. İslam, insanoğlunun yeme, içme ve harcama konusunda dengeli davranmasını istemiştir. Bir ayette, "Ey Ademoğulları, her mescide gidişinizde temiz ve güzel elbiselerinizi giyiniz. Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allâh israf edenleri sevmez." (A'râf, 7/31) buyrularak israf yasaklanmış, başka bir ayette de, "Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın." (İsrâ, 17/29) buyrulmak suretiyle hem israf, hem de cimrilikten kaçınılması öğütlenerek dengeli davranılması istenmiştir.
Cimrilik, kişinin nefsini meşru olan şeylerden yararlanmaktan mahrum bırakmasıdır. İsraf ise gereğinden fazla harcama yapmak ve tüketimde aşırı gitmektir. İsraf, fert, aile ve toplum hayatında onulmaz yaralar açar ve toplumsal bozulma ve çürümeye neden olur. Bir Müslüman dünya üzerindeki maddi ve mânevî imkân ve nimetleri kendisine emanet edildiği bilinciyle tüketmeli, bu nimetler üzerinde kendisinin olduğu kadar toplumun da hakkının bulunduğunu unutmamalıdır.
|
|
|
Yatsı namazının vakti ne zamandır? |
Yazar: mendub - 16-06-2018, Saat: 23:37 - Forum: Soru Cevap
- Yorum Yok
|
 |
Yatsı Namazının Vakti: Güneşin batışından sonraki aydınlığın kaybolmasından, yani akşam namazı vaktinin sona ermesinden başlayarak tan yeri ağarmasına kadar devam eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Yatsı namazının vakti tan yerinin ağarmasıyla sona erer" buyurmuştur (Mâlik, Muvatta, III, 575; Zeylaî, Tebyinü'l-Hakaik, I, 387).
Şâfîî mezhebine göre yatsı namazının vakti şafağın (güneşin batışından sonraki aydınlığın) kaybolmasıyla başlar, tan yeri ağarmasına kadar devam eder. Ancak bu mezhebe göre yatsı namazının vakti kendi içinde "tercih edilen vakit" ve "mekruh vakit" olmak üzere iki kısma ayrılır. Tercih edilen vakit, yatsı namazının öncelikli olarak kılınacağı, gecenin ilk üçte bir vaktidir. Bundan sonra fecre kadarki vakit ise mekruh vakittir. Bu vakitte yatsı namazını kılmak sahih ise de mekruhtur (Nevevî, el-Mecmu', III, 40).
|
|
|
En üstün ahlaki davranış |
Yazar: mendub - 16-06-2018, Saat: 12:44 - Forum: Özlü Söz
- Yorum Yok
|
 |
En üstün ahlaki davranış;
sana gelmeyen akrabaları ziyaret etmen,
seni mahrum edenlere ikramda bulunman ve
sana kötülük yapanları affetmendir.
Sadi Şirazî
|
|
|
Günün Duâsı |
Yazar: mendub - 16-06-2018, Saat: 01:07 - Forum: Duâ
- Yorum Yok
|
 |
"Rabbim!
Bana tarafından temiz bir nesil ihsan eyle!
Kuşkusuz sen duâyı işitmektesin."
(Âl-i İmrân, 3/38)
|
|
|
Akşam namazının vakti ne zamandır? |
Yazar: mendub - 15-06-2018, Saat: 19:12 - Forum: Soru Cevap
- Yorum Yok
|
 |
Akşam Namazının Vakti: Ebû Hanife'ye göre güneşin batması ile başlayıp güneşin batışından sonra ufukta kalan aydınlık kayboluncaya kadar devam eder. Hz. Peyagamber (s.a.s.); "Akşam namazı vaktinin başlangıcı güneşin batışı, sonu da ufuktaki aydınlığın kayboluşudur" buyurmuştur (Muvatta, Vukût, 23; Darekutnî, Salât, Sıfatu'l-Mağrib, 2). Hadisteki 'aydınlık' İmam Ebû Hanife'ye göre, kırmızılıktan sonraki beyazlıktır. Ebû Hanife delil olarak, "Akşam namazı vaktinin sonu ufkun karardığı vakitti" (Ahmed, b.Hanbel, Müsned, XI, 570, 6993) hadisine dayanmıştır.
İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e göre ise akşamın son vakti, güneşin batışından sonraki kızıllık gidinceye kadar devam eder. Zira hadisteki 'aydınlık' güneşin batışından sonraki kızıllıktır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.): "Aydınlık kızıllıktır. O kaybolunca namaz vacip olur" buyurmuştur (Muvatta, Vukût, 23; Dârekutnî, Salât, Sıfatu'l-Mağrib, 2; Zeylaî, Nasbü'r-Râye, I 233)
|
|
|
Canlarını Allâh'a Adayanlar: Şehitler |
Yazar: mendub - 15-06-2018, Saat: 10:44 - Forum: Dini Sohbetler
- Yorum Yok
|
 |
Şehit, "şahit olan, hazır bulunan" demektir. Ölüp yok olan, kaybolup giden (gâib) değil, ölümsüzleşendir. Bunun içindir ki şehit diridir, ölemz, ona "ölü" denmez (Bakara, 2/154). Şehit; yeri ve zamanı geldiğinde canından daha mukaddes bildiğini dini, millî ve manevi değerleri uğruna dünyadan ve dünyadaki her şeyden vazgeçip canını ortaya koyan kimsedir. Hz. Ömer'in veciz tarifiyle, "Şehit, kendisini Allâh'a adayan kimsedir." (Muvatta', Cihâd, 15).
Allâh yolunda hiç çekinmeden canını veren kimseye Hz. Peygamber de hem dünyada hem de ahirette şahitlik etmektir (Buhârî, Cenâiz, 75). Çünkü Allâh yolunda cihad edenler, iki güzellikten birine erişmekten başka bir arzu beslemezler (Tevbe, 9/52). Yani ya zaferi yaşayan gazilerden ya da şehitlerden biri olmayı dilerler.
Şehitlik, zaten ölümlü olan insanın yüce değerlerini yaşatmak uğrunda ve sırf Allâh'ın rızasını kazanmak amacıyla canını Allâh'a satmasıdır. Bunu mükâfatını Allâh Teâlâ şöyle bildirmiştir: "Kim Allâh yolunda savaşır, öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir ecir vereceğiz." (Nisâ, 4/74).
|
|
|
Günün Duâsı |
Yazar: mendub - 15-06-2018, Saat: 10:36 - Forum: Duâ
- Yorum Yok
|
 |
"Rabbim!
Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle;
Rabbimiz, duâ mı kabul et!"
(İbrahim, 14/40)
|
|
|
|