Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 5
» Son Üye: melisamoory
» Toplam Konular: 1,255
» Toplam Yorumlar: 1,255

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 17 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 16 Ziyaretçi
Bing

Son Aktiviteler
Ümit ve Korku
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
28-01-2024, Saat: 14:29
» Yorumlar: 0
» Okunma: 613
Kalbi Karartan Yedi Şey
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
05-01-2024, Saat: 23:30
» Yorumlar: 0
» Okunma: 565
Forum Kuralları
Forum: Mendub.com Forum Kuralları
Son Yorum: mendub
01-01-2024, Saat: 16:29
» Yorumlar: 0
» Okunma: 646
Daha Hareketli Bir Hayat
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
01-01-2024, Saat: 15:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 634
Ahlâka Dair Bir Vasiyet
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
18-12-2023, Saat: 01:12
» Yorumlar: 0
» Okunma: 579
Namazın Dindeki Yeri
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
29-09-2021, Saat: 23:56
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,230
Emanetleri İfa Ediniz
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
27-09-2021, Saat: 12:10
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,960
Mesai vaktinde kılınan na...
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
26-09-2021, Saat: 18:22
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,956
Yer Altında 63 Yıl
Forum: Dini Sohbetler
Son Yorum: mendub
23-09-2021, Saat: 19:22
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,124
Yatsı Namazını Kılmadan Ö...
Forum: Namaz
Son Yorum: mendub
24-07-2021, Saat: 23:36
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,222

 
  İbadetlerin vekâletle yerine getirilmesi caiz midir?
Yazar: mendub - 22-01-2020, Saat: 10:06 - Forum: Soru Cevap - Yorum Yok

Bedenle yapılan ibadetlerde vekâlet geçerli olmayıp, mendub.com ibadetin bizzat mükellefin kendisi tarafından yerine getirilmesi gerekir. Mesela, mükellef ne kadar hasta olursa olsun, onun yerine başkası namaz kılamaz. Bizzat mükellef, kendisine tanınan ruhsatlar çerçevesinde namazını kılar. Oruç da böyledir.

Mali ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet geçerlidir. mendub.com Hem beden, hem mal ile yapılan bir ibadet olan hacda ise, bizzat mükellef tarafından yapılmasına engel meşru bir mazeret bulunması halinde vekâlet geçerlidir.

Bu konuyu yazdır

  Günün Duâsı
Yazar: mendub - 22-01-2020, Saat: 02:01 - Forum: Duâ - Yorum Yok

mendub.com "Ey Rabbim!

Beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine gark eyle!

Sen merhametlilerin en merhametlisisin."


(A'râf, 7/151)

Bu konuyu yazdır

  Sabır
Yazar: mendub - 21-01-2020, Saat: 23:29 - Forum: Dinî Deyimler - Yorum Yok

mendub.com "Allâhü Teâlâ buyuruyor ki; kulumu bir bela ile ibtila ettiğim vakit, sabreder ve ziyaretçilerine beni şikayette bulunmazsa, ona, etinen iyi et, kanından iyi kan veririm. İyileştiği vakit, günahsız olarak iyileşir. onu öldürürsem, rahmetime yani cennet'ime gider." buyurmuştur.

Davut aleyhisselam, "Ya Rab, Senin rızan uğrunda musibetlere sabreden kederli adamın mükafatı nedir? diye sorunca, Allâhü Teâlâ: "Ondan asla soymayacağım iman kisvesini ona giydirmemdir" buyurdu.

Ömer b. Abdülaziz bir hutbesinde, "Allâhü Teâlâ bir kuluna verdiği nimeti alıp da karşılığında sabrı ona nasib ederse, nimete mukabil verdiği sabır, o nimetten daha efdaldir", buyurdu ve Allâhü Teâlâ'nın:
mendub.com Ancak sabredenler ecirleri hesabsız ödenecektir" (Zümer, 10) ayetini okudu.

"Rabbının hükmüne sabret. Muhakkak sen bizim gözlerimizin önündesin" (Tur, 48)

Resul-i Ekrem (s.a.v.): "Acıya dayanıp jğradığın felaketi kimseye duyurmaman ve şikayette bulunmaman, Allâh'ın ta'zim ve O'nu hakkıyle marifettendir." buyurmuştur. (İhya 4.c.s:138) 

Yüce Allâh Kur'ân-ı Kerim'e:
mendub.com "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, birde mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." (Bakar suresi, 155) buyurulmaktadır.

Sabır; musibetlere ve zorluklara sabır; gayr-ı meşru olay ve arzular karşısında sabır; meşru çalışma, ibadet ve teate sabırlı, olmak üzere hayatın hemen her alanında yayılmıştır. Şöyle ki; mutluluğa vesile olan emniyet, huzur, evlat, anne-baba, eş, akraba, mal, servet, makam, mevki... ve bezeri insan için bir nimettir. Bunların birisinen veya bir kaçından mahrumiyet ise tabiki çok acı ve tahammülü zor olan şeylerdir. ancak bunlara sabır ise karşılıksız kalmayıp, büyük hayırlara vesile olacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): mendub.com "... Kim sabretmeye gayret ederse Allâh ona sabır verir. Hiçbir kimseye sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır." (Buhari, Zekat, 50) buyurmuşlardır. Diğer bir hadisde: "Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allâh onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar." (Buhari, merda 3) buyrulması sabrın önemini açık bir şekilde vurgulamaktadır. 

Ha aydınlıktır ve kaynağı vardır. Kaynağı olmayan ışık olmaz. Hak kendisini izleyeni ışığın kaynağına götürür. Aydınlığı takip eden herkes mutlakta o kaynakta buluşur. Çünkü ışığın kaynağı tektir.

Hakta olmanın bir bedeli vardır. Bırakınız hakta olmanın, batılda olmanın, batılı savunmanın bile bir bedeli vardır. Günah işlemenin, cehennemin bir bedeli varken, cennetin bir bedeli lomsanı mı? Hak ehli olmanın bedelini ödemeye yanaşmayanlar, hakta sebat edemezler.

Hakkı savunuyor olmanın bedelini en yüksek düzeyde ödeyenlerin başında peygamberler gelir. Onlar Kur'ân'ın sabrı emreden her ayetini 'direniş' olarak algılıyorlardı. Çünkü sabır kelime olarak da deireniş anlamına geliyordu. Tıpkı şu ayette olduğu gibi:
mendub.com "Ey iman edenler! Direnin ve kazanın. Mevzilerinizi kaybetmeyin. Allâh'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki, başarıya ulaşasınız." (Al-i İmran, 3/200) Peygamberin direnişini hatırlayalım. Puta tapanlar, kadın, makam, para, mal vaadiyle peygamberin amcası Ebu Talib'e geliyorlar. Ebu Talib, onların bu teklifini peygambere ilettiğinde, onun verdiği cevap şudur; mendub.com "Amca, Vallahi, güneşi sağ elime koysanız, ayı sol elime koysaniz, ben bu davadan vazgeçmem. Ta ki, Allâh'tan bir emir gelinceye dek."

Eğer hak yolda olduğunu biliyor ve inanıyorsan, bakma arkana ve yürü. Kimin gelip gelmediği önemli değil. Hiçbir zaman çokluk, doğrulukta oluşun delili değildir. 

Sabır, acıya katlanmak, onu geçirmek için sebat ve mukavemet etmektir ki her ferahın, her muvaffakıyetin anahtarıdır. Darlığın, sıkıntının geçmesi için Allâh’ın yardımını kazandıracak sebeplerin birincisidir.

Günahlara sabır, nefsin günah olan arzularına, isteklerine mukavemet etmektir. Musîbetlere sabır, başa gelen belâ ve kederlere tahammül etmektir.

Sabırsız kimseler her zaman darlık içindedir. Genişlik zamanında eldeki nimetin de kadrini bilmezler, gözleri daima başkasındadır. Az bir yokluk görünce tahammül edemez, hemen mahvolurlar. Halbuki dünyada değişmiyen hiçbir şey yoktur. Öyle ise bir darlığa düşen, kalbini Allâh’a bağlayarak bunun da biiznillâh geçeceğine iman eder ve Allâh’ın yardımını, ihsân edeceği ferah gününü samimiyetle ve iman içinde beklerse neticede kurtuluşa erer.

Sabra alışarak nefsi güzelleştirmenin en iyi çaresi oruçtur. Hadîs-i şerîfde: mendub.com “Oruç sabrın yarısıdır” buyurulmuştur. Oruç insanı sabra alıştırır, tiryakilikleri; zararlı alışkanlıkları tedavi eder.

Hz. Ali (r.a.): “Sabrın imandaki ehemmiyeti cesetteki baş gibidir. Sabır gittiğinde iman da gider.” buyurdu.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) İbn-i Abbâs’a şöyle buyurdular: mendub.com“…Muhakkak kalem, olacakları yazmakla kurumuştur. Eğer mahlukatın hepsi birden Allâh’ın sana takdîr etmediği bir menfaati sana kazandırmak isteseler ona asla güç yetiremezler. Allâh’ın takdîr etmediği bir fenalığı sana ulaştırmak isteseler buna da asla güç yetiremezler.

Dâimâ yakîn (hakiki iman) içinde Allâh’a şükrederek amel işle. İyi bil ki hoşuna gitmeyen şeylere sabretmekle çok hayırlara nâil olursun. Muhakkak muvaffakiyet sabır iledir.

Muhakkak her sıkıntının bir kurtuluşu da vardır. Muhakkak her güçlüğün bir kolaylığı vardır.”

Bu konuyu yazdır

  Özlü Söz
Yazar: mendub - 21-01-2020, Saat: 20:42 - Forum: Özlü Söz - Yorum Yok

Eğer düşmanın sana zarar vermesinden korkuyorsan iyilikle mendub.com onun gönlünü bağlamalısın.

Sadi Şirazî

Bu konuyu yazdır

  Erkekler cuma namazından çıkmadan bayanlar öğle namazını kılabilir mi?
Yazar: mendub - 21-01-2020, Saat: 01:47 - Forum: Namaz - Yorum Yok

Kadınlar ve kendilerine cuma namazı farz olmayan hasta ve benzeri kimseler vakit girdikten sonra, imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evlerinde öğle namazını kılarlarsa bu namaz mendub.com geçerli olur.

Kendilerine cuma namazı farz olmayan bu gruptakilerin şehirde veya şehir hükmünde olan bir yerde öğle namazında cemaat yapmaları mekruhtur; kendi başlarına kılmalıdırlar.

Kendisine cuma namazı farz olan bir kimse ise, mendub.com özürsüz olarak cumaya gitmez ve imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evinde o günkü öğle namazını kılarsa Hanefîlere göre bu namaz geçerlidir, fakat cumaya gitmediği için günahkâr olur.

Diğer üç mezhebe ve Hanefîlerden İmam Züfer'e göre ise kıldığı öğle namazı geçersizdir. Cuma namazı kılındıktan sonra tekrar kılmalıdır (Mergînânî, Hidâye, I, 90-91).

Bu konuyu yazdır

  Cennete Ulaştıran İki Amel
Yazar: mendub - 20-01-2020, Saat: 23:03 - Forum: Dini Sohbetler - Yorum Yok

İlk ezanı okuyan sahabî olan Bilâl-i Habeşî, Hz. Peygamber'in müezzini olmasyla meşhur olmuştu. Güzel sesiyle okuduğu ezanların yanında namaza olan düşkünlüğü ile de bilinen Hz. Bilâl ile Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) arasınad bir sabah Bilâl'in cennetle müjdelenmesi anlamına gelen şu diyalog yaşandı:

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), bir sabah Hz. Bilâl'e, mendub.com "Ey Bilâl! Bana Müslüman olduğun dönemde işlediğin ve çok faydasını umduğum bir amelini söyle! Zira ben bu gece cennette önümde senin nalınlarının sesini işittim!" buyurdu. Bilâl-i Habeşî ise buna layık olmasının abdest ve namaza olan düşkünlüğüne bağlayarak şunları söyledi: "Doğrusu benim işlediğim ve en çok faydasını umduğum amel, gecenin veya gündüzün bir saatinde tertemiz paklanıp sonra da o temizlikle Allâh'ın bana takdir ettiği kadar namaz kılmamdır." (Müslîm, Fedâilü's-sahâbe, 108)

Bu konuyu yazdır

  Âdet geciktirici hap kullandığı hâlde yine de leke gören bir bayan âdetli sayılır mı?
Yazar: mendub - 20-01-2020, Saat: 19:59 - Forum: Soru Cevap - Yorum Yok

mendub.com Bir bayan, âdet geciktirici ilaç kullandığı hâlde, bu ilaç tesirsiz kalmış ve bir önceki âdetinin bitiminden itibaren on beş gün geçtikten sonra kan renginde bir akıntı gelmiş ise ve bu akıntı en az üç gün devam ederse, âdetli sayılır. Bu akıntı on günden fazla devam ederse, onuncu günden sonrası âdet akıntısı sayılmaz. Kanamanın türünün belirlenmesinde en uygun yol, konunun uzmanı doktora başvurmaktır.

Bu konuyu yazdır

  Günün Duâsı
Yazar: mendub - 19-01-2020, Saat: 23:18 - Forum: Duâ - Yorum Yok

mendub.com "Allâh'ım!

Yaptığım işlerin kötülüğünden de henüz yapmadığım işlerin kötülüğünden de sana sığınırım."


(Müslim, Zikir, 65)

Bu konuyu yazdır

  Şükür
Yazar: mendub - 19-01-2020, Saat: 11:12 - Forum: Dinî Deyimler - Yorum Yok

Şükür; iman, ilim, salih amel, güzel ahlak, afiyet, sıhhat, evlad, mal ve diğer nimetlerden dolayı Allâhü Teâlâ'ya karşı sözle, amel ve mal ile kulluk ve ibadet etmek, nimetlerini günaha kullanmamaktır. Şükretmekle nimet artar ve devam eder. Kur'ân-ı Kerim'de mealen "... Celalim hakkı için, şükrederseniz elbette size artırırım. Ve eğer nankörlük ederseniz, haberiniz olsun, azabım şiddetlidir." (İbrahim Suresi, ayet 7) buyuruldu.

mendub.com Bunun gibi, velinimet olanların hakkını gözetmek ve onları hayır dua ile anmak lazımdır. Hadis-i şerifte "İnsanlara şükretmeyen, (onların iyiliğini bilmeyen) Allâhü Teâlâ'ya şükretmemiş olur." buyuruldu. Bilhassa ilim öğreten hocaların haklarını gözetmelidir. Zira onlar ebedi saadete, ahiret nimetlerine ve Allâhü Teâlâ'nın rızasına kavuşmaya sebep olurlar.

Hikmet sahipleri, Allâhü Teâlâ'ya şükretmek, sabırdan ve zühdden üstündür dediler. Çünkü şükür, bütün ibadetleri ve bütün güzel huyları içine almaktadır.

mendub.com Dil ile hamd ü sena etmek, kelime-i tevhid, tesbih okumak ve diğer zikirleri yapmak, Kur'ân-ı Kerim okumak dilin şükrüdür. Kalp ile; marifet, ilim, doğru itikat, düzgün niyet, yaratılanlarda düşünmek, güzel ahlak elde etmek kalbin şükrüdür. Diğer uzuvların şükürleri de bunlara benzetilebilir.

Şükür, şükürden aciz olduğunu itiraf etmektir. Zira nimete şükür lazımdır. Şükretmek de büyük bir nimettir. Ona da şükretmek lazım gelir.

mendub.com Akıllı bir kimse kendi halini düşünse, dışını ve içini Allâhü Teâlâ'nın nimetlerine gark olmuş bulur. böylece elbette tam şükredemeyeceğini anlar. ister istemez acizliğini diliyle söyler. Bu hal, nimetleri anlamak ve bilmekten meydana gelir. Nimetleri ihsan eden Allâhü Teâlâ'ya kulluk ve rızasına uygun ibadet etmekten aciz olduğunu idrak eder. Bu hal öyle yüksek bir derecedir ki, buna sahip olanlar pek azdır. nitekim Allâhü Teâlâ "... kullarımdan çok şükredenler azdır." (Sebe' suresi, ayet 13) buyurmuştur. 

[/url][url=http://www.mendub.com]mendub.com Şükür, verilen herhangi bir nimetten dolayı nimeti verene karşı söz, fiil veya kalp ile gösterilen saygı, yapılan iyiliğin kıymetini bilme, iyilik sahibine minnet duyma ve bu duyguyu duyurmadır.

İslam ahlakında şükür; kulun, verdiği himetlerden dolayı Allâh'a minnettarlık duyması, bunu sözleri ve amelleriyle göstermesi anlamında kullanılan bir terimdir. Toplum ahlakında ise "teşekkür" gibi ifadelerle tezahür edin bir olgunlugundur.

Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Süleyman'ın: "Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir." (Neml Suresi, 40) şeklinde ifadeler oldukça manidardır.

mendub.com İslam bilginleri şükrü, dinin emri, aklır gerçeği ve olgunluk icabı olarak görmüş, bunu bir ibadet saymış, nimeti verenin sadece Allâh olduğunu dile getirmişlerdir. İlmin, servetin şükür olarak insanlık yararına faydalı olmak, sıhhatin şükrü de bilgi ve beceri nisbetinde çevreye yararlı olmanın insani görevler içerisinde yer aldığını ifade etmişlerdir.

"Mü'min bilir ki; bütün nimet ve iyilikleri veren de sıkıntıya düşüren de, sıkıntıdan kurtaran da Allâh'tır. O her şeyi var eder. Var ettiğinden kulunu haberdar eder." (Mü'min Suresi, 60). "O rızık vericidir. Kulların rızkını günahlardan dolayı kesmez. Dilediğine bol bol verir." (Bakara, 212) 

Allâhü Teâlâ (c.c), Musa (a.s) buyurdu ki: mendub.com "Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur." (İ.Gazali)

Şükür, kendini o nimete lıyuk görmemektir. Şükür, Allâhü Teâlâ (c.c)'nin verdiği nimetleri O'nun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allâhü Teâlâ (c.c) bir kula birbirini takip eden çeşitli nimetler verince, kul buna layık olmadığını düşünüp utanması da şükür olur. Şükürdeki kusurunu bilmesi de şükür olur. Şükredemiyoruz diye özür beyan etmesi de şükürdür. (Allâhü Teâlâ (c.c), kusurlarımı örtüyor.) demesi de şükürdür. Şükür vazifesini yerine getirmenin Allâhü Teâlâ (c.c)'nin bir lütfu olduğunu düşünmek de şükürdür. Hatta vasıtaları şükür de şükür olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
mendub.com "İnsanlara teşekkür etmiyen Allâh'a şükretmemiş olur." (İ.Ahmed)

İnsan, bista veya sakat görünce, kendisin böyle bir derde müptela olmadığı için şükretmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: mendub.com "Bir kimse, hazta, sakat birini görünce, "Allâhü Teâlâ (c.c)'ya hamd olsun ki beni böyle etmedi. Bundan ve daha başka dertilelirnedn üstün kıldı." derse, nimetin şükrü olur." (Beyheki)

Nimete şükredince, hem eldeki nimet yok olmaktan kurtulur, hem de yeni nimetlerin ele geçmesine sebep olur. Hadis-i şerifte mendub.com "Az veya çok bir nimete kavuşan, "Elhamdülillah" derse, Allâhü Teâlâ (c.c), o kimse ye bu nimetten daha iyisini verir." buyuruldu. Şükredenden Allâhü Teâlâ (c.c) razı olur. Hadis-i şerifte, mendub.com "Yiyip içtikten sonra "Elhamdülillan" diyenden Allâhü Teâlâ (c.c) razı olur." buyuruldu. 

Kur'ân-ı Kerim'de yetmişe yakın ayette şükrün öneminden bahsedilmektedir. Zira şükür, iman ve tevhidin en büyük göstergelerindendir. Öyle ki, şükür "sadece Allah'a kulluk etme"nin şartıdır (Bakara, 2/172). Şükrün zıddı ise Kur'ân'da, nankörlük anlamına gelen "küfür" terimdir (Bakara, 2/152).

Şükür kalp, dil ve organlar ile olur. Kalple şükür, her nimeti verenin Allah olduğunun bilinmesidir. Dille şükür, şükür ifade eden sözleri söylemekle olur. Organlarla şükür ise, vücut azalarını Allah'a ibadet ve O'nun rızasını kazanma yolunda kullanmak, günaha götürecek şeylerden uzak tutmaktır.

Allah'ın nimetler verdiği insan, şükür görevini yapmadığında kınanmaktadır (Araf, 7/10). Sahip olunan nimeti bilen ve o nimete şükredenler ise, Allah tarafından mükâfatlandırılacaktır.

Nitekim ayette Yüce Allah, "Andolsun eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz azabım çok şiddetlidir." (Ibrahim, 14/7) buyurmaktadır.

Bu konuyu yazdır

  Kadınlar Âdetli iken Namaz kılabilirler mi?
Yazar: mendub - 18-01-2020, Saat: 20:48 - Forum: Namaz - Yorum Yok

Kadınlar âdetli iken namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Âdetli kadının namaz kılmasının ve oruç tutmasının caiz ve sahih olmadığında, yani âdetin bu iki ibadetin ifasına engel bir mazeret sayıldığında fakihler görüş birliğindedir.

Âdet süresince terk edilen namazların kaza edimesiin gerekmediği, oruçların ise temizlendikten sonra tutulacağı hususlarında da görüş birliği varır. (Abdurrahman el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkhî ale'l-Mezâhibi'l-Erbea, I, 133) Hz. Âişe (r.a.), mendub.com Resûlullâh döneminde kendileri âdet gördüklerinde tutamadıkları oruçları kaza etmekle emrolunduklarını, kılamadıkları namazları ise kaza etmekle emrolunmadıklarını söylemiştir. (Buhârî, Hayz, 20 Müslim, Hayz, 15) Bu uygulamalar Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bilgi ve onayı dahilinde cereyan etmiştir.

Bu konuyu yazdır

Tarih: 26-05-2025, 00:22 Türkçe Çeviri: MCTR, Yazılım: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group.