Kural olarak orucu bozan şeyler, vücuda normal yollarla giren maddeler ve cinsel ilişkidir. Vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. mendub.com Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu işlem yeme, içme ve beslenme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz (Buhârî, Savm, 24, 27; Müslim, Sıyâm, 12; Tirmizî, Savm, 29, 31, 76). Bu açıdan sigarayı bırakmak isteyenlerin kullandığı nikotin bantları da orucu bozmaz.

mendub.com Bazı ibadetlerin yapılmasına şer'an engel olan ve hükmen necaset sayılan bir haldir. Hades-i asgar (küçük hades) ve hedis-i ekber (büyük hades) kısımlarına ayrılır.

Hades-i asgar (küçük hades): Yalnız abdest (taharet-i suğra) ile giderilen haldir. İdrar yapmak, vücudun herhangi bir yerinden kan çıkmak sebebiyle gelen abdestsizlik hali gibi...

Hades-i ekber (büyük hades): Ağız ve burun dahil bütün vücudun yıkanması (büyük temizlik) ile giderilen taharetsizlik halidir. Bu hal de cünüblükten, hayız ve nifas denilen hallerden meydana gelir.

Bazı hastalıkların teşhisi amacıyla hastalara mendub.com damar yoluyla besleyici niteliği olmayan radyoaktif maddenin verilmesi orucu bozmaz. Bu şekilde verilen söz konusu madde besleyici ve vücudu kuvvetlendirici mahiyet taşımamaktadır.

Ebu Musa radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):
"Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!" (Buhari, Cihad 171, Et'ime 1, Nikah 71, Merda 4) buyurdu.

1. mendub.com Kimliğine bakmadan hastayı ziyaret etmek, insan hayvan ayrımı yapmadan acıkmış olanı doyurmak, düşman eline düşmüş esiri bir yolunu bulup kurtarmak gereklidir.
2. mendub.com Hz. Peygambir, toplumun yardımına muhtaç olan kesimlerine karşı son derece şefkat ve merhamet göstermiş ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir.

İbni Abbas radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, hasta bir bedeviyi ziyaret etti. Her hastayı ziyaret ettiğinde yaptığı gibi ona da, "Geçmiş olsun, hastalığın günahlarına keffaret olur inşaallah" buyurdu. (Buharı, Tevhid 31, Menakıb 25, Merda 10, 14)

1. mendub.com Hz. Peygamber ayırım yapmaksızın hastaları ziyarete gider ve onlara dua ederdi.
2. mendub.com Katı, kaba bir bedevi de olsa, toplum fertlerini ziyarete gitmek, yöneticiler için; cahilleri ziyaret etmek de alimler için bir eksiklik değildir.
3. mendub.com Hastalar, kendilerine yapılan öğüt ve duaları kabul etmeli ve dua edenlere güzel cevaplar vermelidir.

Müslümanın en önemli vazifelerinden biri de hastaları ziyaret etmek ve açları doyurmaktır. Nebi (s.a.v) şöyle buyurur:
[url=http://www.sefageldiniz.com][/url]"Cenâb-ı Hakk kıyamet günü buyurur ki:
- Ey ademoğlu, hastalandım ziyaretime gelmedin!

- San alemlerin Rabb'i iken seni nasıl ziyaret edebilirim?

-Falan kulum hastalanmıştı, sen onun ziyaretine gitmedin. Şayet onu ziyaret etseydin, beni (rıza ve lutfumu) onun yanında bulacaktın!

Cenâb-ı Hakk tekrar şöyle hitap eder:
-Ey ademoğlu, senden yemek istedim bana vermedin!

-Ey Rabbim, sen alemlerin Rabb'isin, ben sana nasıl yemek verebilirim ki?

-Falan kulum senden yemek istemişti de sen ona vermemiştin. Eğer ona yemek verseydin beni (rızamı ve lutfumu) onun yanında bulacaktın.

Allâh (c.c) sonra şöyle hitap eder:
-Ey ademoğlu, senden su istemiştim, sen bana su vermedin!

-Ey Rabbim, sen alemlerin Rabb'isin. Ben sana nasıl su verebilirim ki?

-Falan kulum senden su istemişti, sen ise ona vermemiştin. Eğer ona su verseydin muhakkak beni (rızamı ve lutfumu) onun yanında bulacaktın" (Müslim)

Mü'minlerin birbirleri üzerindeki haklarından biri olarak görülen ziyaretleşme, hastalık durumunda daha özel bir anlam ifade etmektedir. Bu durum İslamî açıdan toplumda iyi insan olmanın da bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ashabına düşkün olan Allâh Resûlü'ne onların sıkıntıya düşmeleri çok ağır gelirdi (Tevbe, 9/128). Hastalığında ziyaret edilmeyi mü(minnin mü'min üzerindeki haklarından biri olarak nitelendiren Hz. Peygamber (Tirmizî, Edeb, 1), şiddetli veya hafif oluşuna bakmaksızın ashabından hasta olanları ziyarete gitmiştir. Ashabını ziyaret konusunda son derece duyarlı olan Rahmet Elçisi, münafıkların reisi Abdullah b. Übeyy'i bile hastalandığında ziyaret etmiştir (İbn Hanbel, V, 202). Kendisine hizmet eden Yahudi bir ailenin çocuğunu evinde ziyarete gitmesi, hatta bu ziyaretinde İslam'a firmeye teşvik etmesi son derece dikkat çekicidir. Hasta çocuk, hatırını sormaya gelen bu değerli misafirin teklifini geri çevirmemiş ve şehadet getirmiştir. Bu manzara karşısında Resûlullâh, sevinç içinde Allâh'a şükretmiştir (İbn Hanbil, III, 175). Bu hadise, dinimizin hasta ziyareti konusundaki hassasiyetini göstermesi açısından önemlidir.

Oruç, bir şey yemek, mendub.com içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Saç boyamak ve saç bakımı bunların kapsamında olmadığından orucu bozmaz.

mendub.com Kendi başına sahih ve meşri iken, gayri meşru bir şeye yakınlığı sebebiyle meşru olmaktan çıkan şeydir.

İbaret konusunda fasid ile batıl aynı hükümdedir. Meşru olan bir işi bozan, hükümsüz kılan şeye de "Müfsid" denir.

Kasden yapılması azaba sebeb ise de, yanılarak yapılması azabı gerektirmez.

Namaz içinde gülmek gibi. Gülmek, aslında sahih olan namazı bozar.

Ağız dışındaki bölgelere uygulanan hiçbir makyajla oruç bozulmaz.

mendub.com Ancak dudağa sürülen ruj, yalanarak ağızdan içeri girip tadı mideye ulaşırsa orucu bozar. Aksi takdirde bozmaz.

Sosyal bir problem olarak şiddet; fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik olmak üzere farklı boyutlarıyla bütün toplumlarda görülen bir olgudur. İstenilen amaca ulaşmak için insanlara işkence ve baskı yaparak, onların özgürlüklerini sınırlamak suretiyle uygulanan bu haksiz eylem, kime, neye karşı ve hangi şekilde yapılırsa yapılsın İslam'ın kabul etmediği bir davranış biçimidir.

Toplumda huzuru sağlamak ve insaları barış içerisinde bir arada yaşatmak İslam'ın en temel hedefidir. Bunun sağlanabilmesi için bütün insanlara eşit davranmak, temel hak ve özgürlüklere saygı göstermek gerekmektedir. Allâh Resûlü, insanlara şiddet uygulamak bir yana; inanç, renk, ırk, makam, cinsiyet ve yaş ayırt etmeden herkese karşı şefkatli ve merhametli davranmıştır. mendub.com "Yüce Allâh her işte rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever." (Buhârî, Edeb, 35) buyurarak Müslümanın bütün hâl ve hareketlerinde nazik olması gerektiğini belirtmiştir.

Allâh Resûlü, hayatın hiçbir alanında şiddete yer verilmemesi gerektiğini hem kendi yaşantısıyla hem de ashabına yaptığı uyarılarla sürekli vurgulamıştır.

Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. mendub.com Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu, yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz. (Merğinânî, el-Hidâye, I, 123; Kâsânî, Bedâiü's-Sanâî, II, 244; İbn Âbidin, Deddu'l-Muhtâr, II, 395 Din İşleri Yüksek Kurulu 22.09.2005 Tarihli Kararı)

mendub.com Donup kalmayan veya bulaştığı yerde kuruduktan sonra görülmeyen herhangi pis bir maddedir.

Sidik gibi...